Rekabetçi piyasalarda herhangi bir malın veya hizmetin fiyatı, ortamdaki mevcut halka açık verilere ve bilgilere dayanarak o malı alıp satanların aralarında vardıkları uzlaşmayı yansıtır. Piyasaya yeni bir veri veya bilgi geldiğinde bu bilgi piyasa oyuncuları (alıcılar ve satıcılar) tarafından analiz edilip yorumlanır ve bu sayede o mal için yeni piyasa fiyatı oluşur. Bu yeni denge fiyatı, piyasaya derlenecek ve yorumlanacak taze bir bilgi gelene kadar varlığını sürdürür
Ø Menkul kıymetlerin yeni bilgiye anında, tam ve doğru olarak tepki verdiği,
Ø Menkul kıymet fiyatlarının rassal olarak değiştiği,
Ø Piyasa kurallarının üstün kazanç sağlamayı engellediği,
Ø Profesyonel yatırımcıların bağımsız olarak veya gruplar halinde üstün kazanç
elde etmesinin mümkün olmadığı piyasalar “etkin piyasa” olarak
adlandırılırlar.
MENKUL KIYMETLER PİYASALARIN ETKİN OLMASININ SEBEPLERİ
Etkin Piyasalar Hipotezi menkul kıymetler piyasası dışındaki tüm piyasalarda uygulanabilecek geniş bir kavram olmasına rağmen menkul kıymetler piyasasının sahip olduğu belirgin karakteristik özellikler sebebiyle bu piyasanın diğerlerinden daha etkin olduğu söylenebilir. Bunun sebepleri aşağıdaki gibi özetlenebilir:
ü Hisse senetleri organize olmuş bir piyasada işlem görürler.
ü Menkul kıymetler piyasasında daha fazla kâr için birbiriyle rekabet halin de olan çok miktarda oyuncu mevcuttur.
ü Menkul kıymetler piyasasında bilginin yayılımı için yasal ve etik baskılar mevcuttur.
ü Etkin piyasaların varlığı, bu tip piyasaların kıt kaynakların dağılımını optimal hale getireceği için toplum refahını arttırma bakımından istenen bir durumdur
Ancak yine de piyasada etkinsizlik yaratan sebepler mevcuttur.
PİYASALARIN ETKİN OLMAMASININ SEBEPLERİ
Genel olarak piyasaların etkin olmamasına neden olan birkaç sebep mevcuttur:
ü Her ne kadar piyasalar yayımlanan finansal raporlara önem verip onları değerlendirmeye çalışsa da bazı yatırımcılar bu raporların taşıdığı bilgi içeriğini yorumlayıp değerlendirmede yetersiz kalırlar.
ü Verinin ve bilginin elde edilmesi maliyetli olabilir.
ü Hisse senedi piyasası işlemleri de piyasanın etkinliğini kaybetmesine sebep olabilir.
ü Piyasada spekülatif kâr elde etmek amacında olan kişilerin varlığı da piyasa etkinliğini engelleyebilir.
Fama piyasa etkinliğini sahip olunan bilgi içeriğinin türüne göre sınıflandırmıştır (Zayıf form, yarı-kuvvetli form ve kuvvetli form). Bu sayede anlaşılır sonuçlara ulaşmak de kolaylaşmıştır
ZAYIF FORMDA PİYASA ETKİNLİĞİ
Bu formda, kullanılan bilgi kümesi sadece hisse senedinin geçmiş fiyat ve getiri değerleridir.
YARI KUVVETLİ FORMDA PİYASA ETKİNLİĞİ
Yarı kuvvetli formda piyasa etkinliği, fiyatların mevcut durumunun halka açık olan tüm verileri yansıttığını ileri sürmektedir
KUVVETLİ FORMDA PİYASA ETKİNLİĞİ
Kuvvetli form, sadece halka açık bilgilerin değil şirket hakkında olabilecek açıklanmış ya da açıklanmamış tüm verilerin hisse senedi fiyatına yansıdığını ifade eder. Çok özel bilgilere sahip olanlar, yönetim kurulu üyeleri, firma sahipleri ya da yöneticiler bu formda piyasa etkinliğinin bulunduğu bir ortamda sahip oldukları bilgileri kullanarak normal üstü kazanç elde edemezler. Bu formdaki bir piyasa etkinliğini uç nokta olarak tanımlamamız mümkündür.
SONUÇ
Alternatif hipotezin kabul edilmesi, menkul kıymet analizi için çok önemlidir. Çünkü pazarın zayıf şekilde dahi etkin olmaması, geçmişe ait bilgilere datalı alım satım kurallarını değerli hale getirir. Diğer bir ifade ile, bağımlılık özelliği göstermektedir. Bu bağımlılık pazarın zayıf etkinliğini ortadan kaldırır. Zayıf şekilde dahi etkin olmayan bir piyasada ise, geçmiş fiyat verilerine dayalı grafik ve/veya temel analiz yöntemleri, normal üstü bir kar elde edilmesine olanak sağlayabilir.
İMKB’de etkin pazar kuramının zayıf şeklinin geçerli olmaması, hem yatırımcıların yatırım analizlerinde kullanacakları yöntemler açısından, hem de sermaye piyasamızın etkinliği konusunda bazı ekonomik çıkarımlar elde edilmesi açısından çok önemlidir.
İMKB’de bir işlem kuralında hareketle pazarın getirisi üstünde kazanç elde etme, başka bir deyişle İMKB’nin zayıf şekilde dahi etkin olmamasının sonucu, yatırımcıların “Teknik Analiz” veya “Temel Analiz” yöntemlerine kullanarak başarılı sonuçlar elde etmeleri mümkün görülmektedir. Böyle bir olanağın varlığı nedeniyle hem teknik analiz yöntemleri hem de temel analiz yöntemi yatırımcılar ve yatırım danışmanları tarafından yaygın bir şekilde kullanılmakta ve yatırım kararları bu yöntemlerden hareketle oluşturulmaktadır. Bu yöntemlerin dışında ülkemizde yaşanan bir diğer olguda; içeriden bilgi almanın mümkün olması ve yatırım kararlarının bu bilgiler çerçevesinde oluşturulmasıdır.
Tüm grafik veya teknik analiz teorilerinin temel dayanağı “tarih tekerrür ibarettir” şeklindedir; yani her bir menkul değerin geçmiş fiyat davranışı gelecekte yeniden tekerrür etme eğilimlidir. Bu durumda hisse senedi fiyatlarını tahmin etmenin ve tabii potansiyel kazançlarını arttırmanın en iyi yolu, ortaya çıkması olası durumları değerlendirebilmek için, geçmişteki fiyat davranış örneklerini yakından tanımaktır. Böylece grafik teknikleri zorunlu olarak, olasılık dahilinde gelecekte ortaya çıkacak fiyat serilerinin davranışına ilişkin verileri kullanmaktadırlar. Bir istatikçi veya analizci tekbir menkul değerde görülen ardışık fiyat değişimlerinin bağımlı olduğunu öne sürerek bu teknikleri karakterize edebilecektir. Buna bağlı olarak çeşitli grafik teknikler, belli bir güm içinde ard arda yaşanan fiyat değişimlerinin yine aynı günde ortaya çıkacak fiyat değişimini tahmin etmede önemli bir rol oynadığını öne sürmektedir.
Grafik teknikler belli bir ölçüde gizem taşımakta ve bunun neticesinde de pek çok profesyonel piyasa uzmanı ve akademisyen bu tekniklere kuşku ile bakmaktadırlar. Bu nedenle tipik bir analist, temel analize daha fazla bağlı kalmaktadır. Temel analiz yaklaşımına ilişkin kanı, herhangi bir zaman diliminde tek bir menkul değer, menkul değerin gelir sağlama potansiyeline bağlı olarak belirlenen bugünkü değere, ekonomi diliyle “denklik fiyatına – gerçek değere” sahiptir. Menkul değerin gelir sağlama potansiyeli, sonuçta yönetim yetisi, endüstri ve ekonomiye bakış gibi temel faktörlere bağlıdır. Bu temel faktörleri detaylı bir şekilde inceleyen bir analist, herhangi bir menkul kıymetin güncel değerinin, gerçek değerinin altında veya üstünde olup olmadığını saptayabilir. Güncel fiyatların gerçek değerlere kayma eğilimi göstermesi durumunda; bir menkul kıymetin gerçek değerini saptama girişimi, bu menkul kıymetin gelecekteki fiyatının saptanmasına ilişkin bir tahmin yürütme ile eşdeğer bir nitelik taşır ki, bu işlem temel analizin esasını oluşturur. Temel analizi destekleyenler, cari piyasa değer il gerçek değerin farklılığının varlığını; ancak piyasanın sonuçta bu farklılığı düzelteceğini kabul ederler. Bundan dolayı da bir analist, gerçek değeri iyi bir şekilde tahmin edebilirse, düşük değerlenmiş hisselerden sürekli bir şekilde ortalama kazancın üstünde verim sağlayabilir.
Ekonomide kaynakların verimli alanlara yönlendirilmesi ekonomistlerin en temel uğraşıdır. İMKB’nin etkin hale getirilmesi, ülkemiz açısından kıt olan kaynakların verimli alanlara yönlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle ülkemiz sermaye pazarının zayıf şekilde dahi etkin olmamasının ardındaki sebeplerin çok iyi çözümlenip, sermaye piyasamızı daha etkin hale getirecek kurumsal, teknik ve yasal önlemlerin bir an önce alınmasında önemli faydalar vardır. Özellikle yatırımcıların gerekli bilinç ve bilgi düzeylerine erişebilmelerine yönelik eğitim çabalarının arttırılması, kurumsal ve teknik eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi, kurumsal yatırımcıların borsaya katılımını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması, içeriden bilgilenme ile daha etkili mücadelenin yollarının bulunması, bilginin yatırımcıya en az maliyetle ve mümkün olan en hızlı bir şekilde ulaştırılabilmesi gibi hususlar üzerinde önemle durulmalı, pazarın zayıf şekilde de olsa etkin çalışmasının koşulları sağlanmalıdır.