İŞLETMENİN TANIMI , AMAÇLARI VE DOĞUŞU
İşletme , üretim araçlarının uyumlu bir biçimde birleşmesinden meydana gelen bir birimdir. Bu tanıma göre işletme ; doğal kaynaklar , emek, anamal ve organizasyon adlarını taşıyan dört öğeden oluşmaktadır. İşletmelerin kuruluşunda alınacak kararlar, yatırımın kârlılığında önemli rol oynar. İşletmelerin kuruluşunda ilk olarak yatırım düşüncesi oluşur. Yatırımın yapılabilirliğini belirlemek üzere ekonomik, teknik, finansal, yasal ve örgütsel fizibilite çalışmaları yapılır. Bu çalışmalara dayalı olarak bir ön proje oluşturulur.
Ön proje, yatırıma ilişkin bütün bilgilerin ayrıntılarını kapsar ve yatırım kararı için temel bir göstergedir. Proje onaylandıktan sonra kesin projeye dönüştürülür ve sonraki aşamada yatırım gerçekleştirilir. Kesin üretim aşamasına geçilerek, yatırım süreci tamamlanır. İşletmelerin kuruluş yeri seçimi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir diğer konudur. Kuruluş yeri seçiminde dikkate alınan etkenler; hammadde, ulaştırma, pazara yakınlık, işgücü, enerji ve yakıt, su, iklim koşulları, atıkların giderilmesi, özendirme önlemleri ve diğer etkenlerdir
İşletmenin Tanımı , Sınırları ve Büyüklüğü:
İşletme” Kavramının Üç Anlamı:
İşletme kavramı iş kökünden gelmekte ve şu üç anlamı kapsamaktadır.
a) Bir alet , makine ve bu gibi bir aracı çalıştırma yani ona iş gördürme.
b) Çeşitli iş ve faaliyetlerin görüldüğü yer yani işyeri.
c) Maddesel ve insansal unsurlardan oluşan bir üretim birimi.
“İşletme” nin her üç anlamında da yararlı yani üretici bir hareket ve faaliyette bulunma anlamı vardır. Ancak birincisi teknik , ikincisi ve üçüncüsü toplumsal ve teknik niteliklere sahiptir.
Bu düşünce biçiminde , bazı kişiler başkalarının adına ve hesabına çalışmayıp, kendileri bağımsız olarak çalışmak istedikleri zaman bir firma oluştururlar. Bağımsız çalışma isteği hem bağımsızlığa düşkünlükten hem de iktisadi nedenlerden doğabilir. Ancak, belirsizlik ve başkalarına bir ücret garanti etme , bir miktar ana mal ve bir fikre sahip olma ile çaba harcamaya hazır bulunma gibi etkenler de önemli rol oynayabilir. Bundan başka ; neyi , nerede , ne zaman yapmak gerektiğini etkin bir biçimde hesaplamak gerekir. Amaç hangisi olursa olsun, bunun gerçekleşmesi işletmenin yaşama ve gelişmesine bağlı olduğundan , firmanın başta gelen amacı olarak varlığını sürdürmesi ve bunun içinde gelişmesi ve büyümesi ve iktisadi çevreye uyması önemli bir unsurdur.
İşletmenin Ekonomik Yönü ve Ekonomik Gücü:
İşletmede ekonomik olaylar da oluşur ki , bunlar işletmenin ekonomik yönünü (çehresini) meydana getirirler. Fayda yaratmak esas olarak teknik bir olaydır. Ancak üretim neyin, nasıl, ne zaman, hangi amaçla üretileceği konularında bazı seçimler yapılmak yoluyla gerçekleştiriliyorsa o durumda, teknik yönüne ek olarak ekonomik niteliği de ortaya çıkar. Eğer, tek bir şeyin , tek bir amaçla , tek yöntemle , tek amaç için üretilmesi söz konusu olsaydı ve bütün bunlarla ilgili çeşitli yollar, olanaklar ve yöntemler (alternatifler) varolmasaydı, ekonomik davranış ve olaylar oluşmazdı. Öyleyse amaçlar, araçlar, gereçler, yöntemler ve olanaklar çok çeşitli olduklarından ve bunlar arasında, rasyonellik, asgari emek , zaman, madde vs.harcama bakımından seçimle yapma söz konusu olduğundan, ekonomik olaylar ve ekonomik hareket ve davranışlar meydana gelir. En az emek ile en çok verim elde etmeğe çalışmak anlamında olan rasyonellik, asgari emek , zaman , madde vs.harcama bakımından seçimle yapma söz konusu olduğundan, ekonomik olaylar ve ekonomik hareket ve davranışlar meydana gelir. En az emek ile en çok verim elde etmeğe çalışmak anlamında olan rasyonellik ilkesi , ekonomik çaba ve faaliyetin temelidir. Bu açıklamadan şu sonuç da çıkarılabilir; Bir kuruluş ne kadar verimli çalışıyor ve kar amacının var olduğu durumlarda, aynı zamanda rantabililesi ne kadar yüksek olursa, ekonomik gücü o kadar eder demektir. Bundan başka verimlilik , esas olarak , teknik üstünlük ve beceriye dayanan, maddesel-fizik bir terimdir. Ancak, yüksek verimlilik sağlamak için, varolan çeşitli teknik yol, olanak ve araçlarda en az masraflısını seçme konusunda çabalar harcamış ve düzenleştirme sağlamışsa, ekonomik bir şekilde de davranılmış olur. Buna karşıt; karlılık (rantabilite) saf anlamda ekonomik bir terimdir ; çünkü piyasa durumu ile ilgilidir ve ekonomik çevre olanaklarının işletme tarafında en iyi bir biçimde kullanılmış olduğunu belirtir. Bu bakımdan , rantabilite , işletme-dışı ilişkilerin verim derecesini belirleyen parasal bir kavramdır.
İşletmenin Amaçları
İşletmenin kuruluş amaçlarını genel amaçlar ve özel amaçlar diye ikiye ayırmak olanaklıdır.
Bir işletme kurmada güdülen başlıca genel amaçlar şunlardır:
Kar elde etmek: Kamu işletmeleri dışında özel işletmelerin kurulmasında güdülen en önemli veya birinci! amaç, kurucularına kar sağlamaktır. Kar, genellikle bir işletmenin belirli bir süredeki gelirinin aynı süredeki toplam giderlerinden fazla olan bölümüdür. Aşağıda değinileceği gibi, işletmenin kuruluşunda kar sağlamak dışında işletmenin yaşamını sürdürmek ve topluma hizmet etmek gibi diğer amaçları da olabilir. Fakat büyük çapta diğer amaçların gerçekleştirilmesi de ,işletmenin karlılığına bağlıdır.
Genellikle kar, işletme faaliyetlerinin başarılı yürütülüp yürütülmediğini gösteren en pratik bir ölçüttür. Hatta bu konuda bazıları daha da öteye giderek, karın işletmenin verimliliğinin ölçütü olduğunu iddia ederler. Fakat bunun böyle olduğunu düşürmek zordur.
Zira verimsiz çalışan bir işletmenin, talebin yüksek olduğu ve üretim faktörlerinin ucuz temin. edildiği durumlarda da karlı çalıştığı görülebilir. İşletmenin faaliyetlerinin değerlendirilmesi dışında, kar aynı zamanda bir denetim aleti, işletmenin varlığını sürdürmesi ve geliştirilmesi için bir araçtır.
Okullar, hastaneler ve hayır kurumları gibi kar amacı gütmeyen işletmelerin de varlığı söz konusudur. Hizmet amacı güden bu tür işletmeler bu kitabın konusunu oluşturacak endüstriyel işletmeler dışında tutulmuştur.
Ülkemizde faaliyetlerini sürdüren kamu işletmelerinin (KİT), kar amacı gütmeyen işletmeler grubundan sayılması doğru değildir. Şu var ki, özel işletmeciliğin temel ilkeleri bu işletmeler içinde geçerli olmasına karşın kamu işletmelerinde topluma hizmet amacı karlılık amacından önce gelir.
Topluma Hizmet: Işletmelerin kuruluş amaçlarından diğer bir tanesi de, üretimini yaptıkları. ürünler ve hizmetlerle toplumu oluşturan bireylerin gereksinimlerini karşılamaktır. işletmelerin, topluma hizmet sağlamaksızın kar sağlamaları ve özellikle uzun süre varlıklarını sürdürmeleri beklenemez.
İşletmelerin varlıklarını korumaları veya sürdürmeleri: Karlı olarak çalışan kurulu bir işletmenin karlılığını sürdürmesi herşeyden önce işletmenin yaşamasına bağlıdır. Yoksa mutlak varlığını korumak amacıyla bir işletmenin kurulması düşünülemez.
İşletmelerin özel amaçları arasında şunları sayabiliriz:
1. Bağımsız çalışma arzusu: Birçok kimse başkalarına bağımlı olarak çalışmak istemez. Çalışma koşulları ağır ve az karlı olsa bile, kendi kendinin buyruğu olma arzusu birçok kimseye olanakları oranında bağımsız çalışmak isteği aşılar.
2. Sosyal prestij: Bağımsız çalışmak, hiç kimseye bağlı olmadan bir işletme sahibi olmak bazıları için sosyal saygınlık ve prestij unsuru olabilir.
3. işletmede çalışanlara iyi ücret ödemek, işletmede istihdam sürekli kılmak, topluma veya devlete hizmet etmek, istekleri de işletmenin diğer özel amaçları arasında sayılabilir.
Malların , hizmetlerin ve paranın değişimi ile kendilerine kazanç sağlayan işletmeler , ekonomik sistem içerisindeki temel birimlerdir. Onların faaliyetleri toplumun hemen hemen tüm bireylerini etkiler. İnsanlar , gereksinimlerini ve isteklerini işletmelerin ürettikleri değişik türlerde binlerce mal ve hizmeti tüketerek karşılarlar. İnsanların çoğunluğu da yine bu işletmelerde çalışarak geçimlerini sağlarlar. Bu nedenle , işletmelerin var oluş nedenleri ekonomiktir ve her işletmenin ekonomik bir amacı bulunur.
Ekonomik amaç dar ve geniş anlamda yorumlanabilir. En dar anlamıyla, işletmenin ekonomik amaç ve işlevi kar elde etmektir. Amaç bu biçimde tanımlanırsa, işletme faaliyetlerini ucuz alıp , pahalıya satmak biçiminde ifade etmek olasıdır. Ancak bu düşünce oldukça yanlıştır ve işletmelerin ekonomik işlevi bunun çok ötesindedir. Toplum kaynaklarının rasyonel kullanımı , bilinmeyen kaynakların bulunarak toplum yararına değerlendirilmesi , toplum bireylerinin yaşam düzeylerinin
yükseltilmesi amacıyla yeni buluşların veya fikirlerin geliştirilmesi işletmelerin amaçları arasında yer alır.
İşletmenin Genel Amaçları:
a) Uzun dönemde kar sağlamak,
b) Topluma hizmet etmek,
c) İşletmenin yaşamını sürekli kılmak.
İşletmenin Özel Amaçları:
a) Sürekli olarak tüketicilere daha iyi ve kaliteli mal veya hizmet sunmak,
b) İşletmede çalışan personele iyi ücret ödemek,
c) Topluma veya devlete hizmet etmek,
d) İşletmede çalışmayı (istihdamı) sürekli kılmaktır.
İşletmenin İşlevleri:
Amaçlarına ulaşabilmek için işletmeler belirli işlevleri yerine getirirler. İşletmelerin yerine getirdikleri ya da üstlendikleri işlevler çeşitlidir. Kimi işlevler (fonksiyonlar) bütün işletmeler için geçerli olur. Konu üzerinde çalışmalarda bulunan bilim adamlarının işletme işlevlerini türlü biçimlerde grupladıkları görülür. Yönetsel teorinin kurucusu sayılan Henry Fayol , bir işletmede yer alan çalışmaları;
1. Teknik çalışmalar (üretim),
2. Ticari çalışmalar (satın alma, paralama, değiştirme),
3. Finansal çalışmalar (fonların sağlanması ve yönetim),
4. Güvenlik çalışmaları (mal ve insanların korunması),
5. Muhasebe çalışmaları (envanter hesapları , gelir gider tablosu , maliyetler),
6. Yönetim çalışmaları (planlama , örgütleme , yürütme , koordinasyon kontrol),
Olmak üzere altı grup içerisinde toplanmıştır.
İşletme Türleri ve İşletmelerin Sınıflandırılması:
İşletme türleri:İşletmeler temelde iki türe ayrılarak inceleme konusu yapılmaktadırlar. Bir yandan üretim yapan üretici işletmeleri, diğer yandan üretilen malları ve hizmetleri tüketen, tüketim işletmeleri,başka bir deyişle,tüketici işletmeler.
İşletmelerin Sınıflandırılması:
Her ekonomik sistemde değişik türlerde , niteliklerde ve büyüklüklerde birçok işletme bulunur. İşletmeleri, ekonomi içindeki işlevlerine ve belirli amaçlara yönelmelerine göre değişik biçimlerde sınıflara ayırmak olasıdır.
İşletmeler;
1. Tüketicilerin Türüne Göre İşletmeler: İşletmelerin hitap ettikleri tüketicileri temel tutan gruplarda işletmeler;
a) Üretim Malları Üreten İşletmeler
b) Tüketim Malları Üreten İşletmeler
Olarak ikiye ayrılır.
Üretim Malları Üreten İşletmeler: Bir İşletmenin ürettiği mallar hemen tüketimde kullanılmayıp , başka bir malın üretimi için kullanılıyorsa , bu işletme üretim malı yapan işletmedir. Örnek: Cıvata üretmek amacıyla makine yapan bir fabrika gibi.
Tüketim Malları Üreten İşletmeler: Bu tür işletmelerin ürettiği mallar en son
tüketicilerin kullanımına yönelik olan ve herhangi bir malın üretiminde kullanılmayan
mallardır. Örnek: Giyim eşyası , ekmek , kalem.
2. Ürettikler Mal ve Hizmet Türüne Göre İşletmeler: Üretilen mal ve hizmet türünü temel tutan sınıflarda işletmeler.
a) Dayanıklı Mallar Üreten İşletmeler
b) Dayanıksız Mallar Üreten İşletmeler
Bu gruplamanın yanı sıra işletmeler , ürettikleri mal ve hizmet türlerine göre , sektörler itibariyle de sınıflandırılmaktadır. Bu sektörler:
a) Tarım Sektörü İşletmeleri
b) Madencilik Sektörü İşletmeleri
c) İmalat Sektörü İşletmeleri
d) İnşaat Sektörü İşletmeleri
e) Ticaret Sektörü İşletmeleri
f) Kamu Hizmeti Sektörü İşletmeleri
g) Ulaştırma Hizmeti Sektörü İşletmeleri
h) Finans Sektörü İşletmeleri
i) Haberleşme Sektörü İşletmeleri
j) Hizmet Sektörü İşletmeleri
3. Üretim Öğelerinin Üstünlüğüne Göre İşletmeler: İşletmeler üretimöğelerinin üstünlüğüne göre de sınıflandırılabilir. Bir bakıma bu gruplama , işletmeleri teknik özelliklerine göre bir ayrıma tabi tutar. Böyle bir sınıflamaya gidildiğinde ,
işletmeler:
a) Emek Yoğun İşletmeler,
b) Sermaye Yoğun İşletmeler,
c) Materyal Yoğun İşletmeler (Ör: Kuyumculuk).
4.Üretim Araçlarının Mülkiyeti Açısından Gruplamaya Gidildiğinde
İşletmeler:
a) Özel İşletmeler,
b) Kamu İşletmeleri,
c) Karma İşletmeler,
d) Yabancı Sermayeli İşletmeler.
a. Özel İşletmeler: Bu tür işletmelerde üretim araçlarının mülkiyeti özel (gerçek veya
tüzel) kişilere aittir. Başka bir ifadeyle özel işletmeler , sermayesinin tamamı veya
büyük bir bölümü özel kişilere ait olan işletmelerdir.
b. Kamu İşletmeleri: Sermayesinin tamamı veya yarısından fazlası devlete veya
devletle anılan kamu tüzel kişilerine ait olan işletmelerdir.
Kamu İşletmeleri :
a) Sosyal Güvenlik Kuruluşları,
b) Döner Sermayeli İşletmeler,
c) Özel Bütçeli Devlet İşletmeleri,
d) Yerel Yönetim İşletmeleri,
İŞLETME KURMANIN NEDENLERİ
İşletmelerin kurulması öyle görüldüğü kadar yalın bir olay değildir. İşletmeler kurulmadan önce, ekonomik bakımdan kurulmalarının yararlı olup veya olmayacaklarının, kurulacak tesislerin ve üretimi yapılacak maddelerin kaça mal olacağının, satışlardan kazanç sağlama olanağının olup olmayacağının bilinmesi gerekir. Yani işletme kurmak için karar verilmeden, talep (istem, uygunluk, rekabet durumu, mal, maliyet, pazarlama ve benzeri gibi sorunların yanıtları bulunmalıdır. Tüm bu konuların yanı sıra, işletme kurmak her şeyden önce sermaye ile gerçekleştirilir. Bütün bunlar göz önüne alındığında , işletmenin kurulmasının çok kapsamlı bir sorun olduğu ortaya çıkar. Bu sorunun ekonomik, teknik, finansal ve hukuki yönleri de vardır.
Daha öncede denildiği üzere , işletmelerin temel amacı uzun dönemde kar sağlamak olduğundan , işletmelerin kuruluşundaki temel etkenin de kazanç olduğu söylenebilir. Ancak girişimcilerin işletme kurmak konusunda verdikleri kararda yalnızca kazancın tek başına bir etken olduğu söylenemez. Kazanç isteğinin yanı sıra, aşağıda sayılan nedenlerden biri veya birkaçı girişimcilerin işletme kurmaya ilişkin olarak verdikleri kararda etkili olurlar.
a) Bağımsız Çalışma İsteği:
Kişiler doğası gereği emir almaktan hoşlanmazlar. “Az aşım, ağrısız başım” örneği bağımsız çalışmayı, kendi kendilerinin patronu olmayı tercih ederler. Kendi kendinin patronu olan kişi, davranışları, kararları ve bunların sonuçları konusunda daha az sınırlamalara tabidir.
b) Para Kazanma İsteği:
İşletmelerde zarar etme tehlikesinin olmasına karşın , fazla para kazanabilme olasılığı kişileri işletme kurmaya iter. Birçok insan ücretle çalıştığı zaman kazancının sınırlı olacağı düşüncesiyle, daha fazla para kazanmak amacıyla işletme kurarlar. Kurulan işletme belirli bir çalışma düzeyine eriştikten sonra, msahibine uzun yıllar boyunca başkalarının yanında çalışarak elde edebileceğinden daha fazla bir gelir sağlar.
b) Miras ya da Devir:
Genellikle bir işlemeye miras yoluyla ya da babadan , yakın akrabadan deviryoluyla sahip olunur. Babası veya yakın akrabası ölen bir kişi, doğal olarak işletmenin sahibi durumuna gelir ve işletmeyi yönetmeye başlar. Babaların ya da akrabaların en büyük isteği, kurdukları işletmenin çocukları sayesinde yaşamasıdır.
c) Sosyal Prestij:
Paraya gereksinimi olmayan veya başka işletmeleri aracılığı ile yeterli kazancı olan kişiler,kimi durumlarda kendilerine prestij sağlamak amacıyla işletme kurarlar. Bunun ötesinde, bir işletmenin sahibi olmak kişilere yaşadıkları toplumda belirli bir sosyal statü sağlar.
d) Bir Buluşun Özendirdiği İşletmeler:
Yeni bir buluşu veya fikri olan kişiler bundan finansal yarar sağlamayı amaçladıklarında, bu amaçlarını bir işletme kurarak gerçekleştirirler. Bunun yanı sıra, kişi sahip olduğu bir maden, turistik arsa gibi bir varlığı değerlendirmek amacıyla da işletme kurabilir.
e) Başka Olanağın Bulunmaması:
İstedikleri gibi bir işe giremeyen veya sahip olamayan kişiler, bağımsız çalışmak zorunda kalabilirler. Bunun yanı sıra, kendilerine ek gelir sağlamayı amaçlayan emekliler, eğitim veya becerilerini değerlendirmeyi arzu eden ev kadınları, kişisel veya ailevi nedenlerle belirli bir bölgede yaşamak zorunda bulunanlar bu arzularını bir işletme kurarak gerçekleştirebilirler. Yukarıda sayılanlar, kişilerin işletme kurmalarına ilişkin nedenlerdir. Kişilerin
yanı sıra girişimlerin ve devletin de değişik nedenlerle işletme kurdukları gözden uzak
tutulmamalıdır.
İşletme Kurma Nedenleri
Girişimler değişik nedenlerle yeni işletmeler kurarlar. Daha geniş pazar payına sahip olmak veya pazara hakim olmak isteği, güvenilir ve kaliteli hammadde kaynaklarına sahip olmak arzusu veya zorunluluğu, ürettikleri mamüllerin dağıtımını bizzat gerçekleştirmek isteği, prestij gibi nedenler girişimlerin yeni işletmeler kurmalarında etkili olurlar. Yeni işletme veya işletmeler kurmak aynı zamanda girişimin büyümesi anlamına gelir. Büyüklük ise, işletmelere kimi doğal avantajlar
sağlar.
Daha önce de değinildiği üzere, girişimlerin yeni işletme veya işletmeler kurarak büyümeleri;
1) İç büyüme,
2) Dış büyüme, biçiminde gerçekleşir.
Girişimlerin kendi bünyeleri içerisinde genişlemesini ifade eden iç büyüme; a)yatay büyüme ve b)dikey büyüme olarak gerçekleşebilir. Şayet girişim aynı malı üreten veya pazarlayan yeni işletmeler kurarsa ya da aynı malın değişik türlerini üretmek amacıyla çalışmalarını genişletirse bu yatay büyüme olarak adlandırılır.
Dikey büyüme ise , üretimin veya dağıtımın birbirini izleyen iki veya daha çok
aşamasında yeni işletmeler kurulması biçiminde gerçekleşir. Bu tür büyüme ,
hammadde kaynaklarına yönelik veya dağıtım kanallarına yönelik olabilir.
Dış büyüme, girişimlerin başka işletmeleri satın almaları veya çeşitli
anlaşmalarla başka girişimlerle birleşmeleri ile gerçekleşir. Bu tür büyümenin türleri
ekonomik birlikler konusu içerisinde incelenmiştir.
Devletin İşletme Kurma Nedenleri
Her ülkede devletin değişik alanlarda faaliyet gösteren işletmelere sahip olduğu görülür. Genellikle,kamu girişimleri olarak adlandırılan bu kuruluşların ortaya çıkması ve gelişmeleri doğal bir olgudur. Toplumların sosyal ve ekonomik yapılarının niteliklerine ve onların sahip oldukları siyasi sisteme bağlı olarak bu işletmelerin ekonomik sistemdeki yerleri ve rolleri de ülkeden ülkeye değişmektedir. Bununla beraber, günümüzde, kamu işletmelerinin bulunmadığı bir ülke gösterebilmek oldukça güçtür. Devletin işletmeler kurmasının geçmişte olduğu gibi, günümüzde de geçerli birçok nedenleri vardır. Gelecekte bu nedenlere yenilerinin eklenmesi de olasıdır. Yakın zamana kadar bu nedenler ekonomik, sosyal, politik, finansal, askeri, kültürel, tarihsel, doğal kaynakları rasyonel kullanmak , ekonomik gelişmeyi başlatmak ve hızlandırmak,teknolojik gelişmeyi sağlamak,ekonomik sistemde ortaya çıkan sıkıntılı dönemleri atlatmak,devletin mirasçı olması gibi nedenlerle ortaya çıkmıştır. Günümüzde ise,çevre kirlenmesini önlemek,bölgeler arasındaki dengeyi sağlamak,tüketicileri korumak,iş güvenliğini geliştirmek,büyük ekonomik güçler karşısında ülkedeki işletmeleri korumak gibi öğeler kamu işletmelerinin oluşturulmasındaki önemli nedenlerdir.
İşletmenin Kuruluş Analizi ve Planlama Çalışmaları
Daha önce de denildiği üzere,işletmenin kurulması,ekonomik,teknik,finansal ve hukuki yönleri olan bir olaydır. İşletme kapsamına küçük bir bakkal dükkanı girebileceği gibi,Etibank gibi büyük bir işletme de girebilir. Bir bakkal dükkanı açmak için ekonomik inceleme uzmanı kullanmaya gerek yoktur. Bununla beraber,yine de kimi araştırmalara gereksinim vardır. Kişi bu araştırmaların çoğunu kendisi yapabilir ve bu çalışmalar birkaç hafta içersinde tamamlanabilir. Büyük bir işletmeyi kurmada ise,durum daha değişiktir. Bu nedenle,başarılı bir işletme kurmak için bir dizi ana ilkeye uygun olarak kuruluş çalışmalarının başlatılıp yürütülmesi gerekir. Bu ilkeler kuruluşun her basamağında en ince noktalara kadar planlamayı ve incelemeyi zorunlu kılar. Bilim adamları genellikle kuruluş aşamasındaki işletmeye proje veya yatırım projesi demektedirler. Yatırım kavramı da ekonomide ve işletme biliminde değişik görüşlerle yorumlanmaktadır.
Proje:
Proje kısaca,ileride daha çok yarar sağlamak amacıyla,yapılacak olan yatırımlar ve bunların üretecekleri,ortaya koyacakları yararlarla ilgili,bugünden yapılan bir plan,biçiminde tanımlanabilir. Proje ile hangi hammaddeler kullanılarak,hangi üretim yöntemi uygulanarak,ne kadar ve hangi niteliklerde malların üretileceği belirlenir.
Yatırım:
İşletme kuran herkes yatırım yapar. Bakkal dükkanı açan bir kişinin yaptıracağı vitrinler, tezgah, dolap, dükkan v.b hep yatırımdır. Büyük bir işletmenin kurulması için alınan işletme malzemesi , tüm tesisler, taşıt araç ve gereçleri birer yatırımdır.
Ekonomide yatırım, ulusal gelirin yeni üretim birimleri kurmak veya eskiyen birimleri yenilemek için ayrılan kısmı anlamına gelmektedir.
Girişimci için yatırım, nakdi sermayenin , ayni sermayeye (üretim yapacak makine ve techizata) dönüşmesidir. Dolayısıyla yatırım, amortisman ve karlarla tekrar nakdi sermayeye dönüşecek ve girişimciye geri gelecektir. Finansman biliminde yatırım, gelir getirmeyen nakdi varlığın yani paranın,
daha az likit aktiflere çevrilmesiyle, gelir getirir duruma dönüştürülmesidir, (örneğin; bankaların topladıkları mevduat ile devlet tahvili satın almaları gibi).
Bir yatırım kararı alabilmek için, girişimci, kendisine en yatkın olan konulara ve yatırımı yapmak istediği yere ilişkin ön fikirleri toplar veya toplatır. Bu amaçla, daha önce sözü edilmiş bulunan kuruluş sorunlarını da göz önüne alarak;
1. yatırım için gerekli olan hammadde durumuna,
2. yatırım mallarının iç ve dış pazar durumuna,
3. üretilecek malların maliyetine,
4. malların fiyat esnekliğine,
5. projenin büyüklüğüne ve yerine,
6. gerekli kapasitelere,
7. yatırım tutarına,
8. yatırım finansmanına
ilişkin bilgileri toplar. Bu bilgilerin ışığı altında yatırım konularından birisini seçer. İşte, kısaca vurgulanan bu tür çalışmalar yapılabilirlik araştırması (fizibilite etüdü veya önproje etüdü) olarak bilinir.
İşletmenin Kuruluş Aşamaları
1.Aşama: Proje Düşüncesi:
Proje fikri, bir girişimcinin zihninde doğabilir. Yeni bir proje (işletme) veya
mevcut işletmede ek bir yatırım söz konusu olabilir. Bu düşünce bir kuruluş
tarafından da ortaya atılabilir.
2.Aşama: Ekonomik, Teknik ve Finansal Etüd:
Normal olarak herhangi bir faaliyetin teknik bakımdan uygun ve karlılık
bakımından yeterli olacağı düşüncesiyle başlayan hayali bir aşamadaki proje
düşüncesi, bu aşamada ikinci bir çalışma diyebileceğimiz proje-öncesi çalışmaları
aşamasına geçer. Bu çalışmalar, kimi ekonomik, teknik ve finansal ön bilgileri
kullanarak, düşünülen faaliyetin, maliyet-fayda karşılaştırmasının seçenek hareket
yollarını da göz önünde tutarak yapılmasını sağlar.
3.Aşama: Ön Proje:
İkinci aşamada yapılan çalışmalar sonucu ön-proje (yapılabilirlik projesi)
ortaya çıkmaktadır.
4.Aşama: Değerlendirme ve Yatırım Kararları:
Ön-proje aşamasına kadar bulunan sonuçlar, girişimci ya da görevli proje
ekibince değerlendirmeye alınır. Sağlanan veriler, türlü yönlerden değerlemeye
bağımlı tutulur ve bunlardan en olumlusu için yatırım kararı alınır.
5.Aşama: Kesin Proje:
Bu aşamada, kurulacak olan işletmenin hangi tür hukuki yapıya sahip olacağı ,
yapılacak inşaatın ayrıntılı kesin hesaplamaları, yatırım tutarı , proje kapasitesi,
finansman kaynakları, alınacak makine, araç ve gereçlerin kesin kapasiteleri,
teknolojik özellikleri ve maliyetleri v.b. gibi konuların bilinmesi gerekir.
6.Aşama: Projenin Uygulanması:
Uygulama döneminde yatırım, fiziksel olarak gerçekleşmekte, bir yandan kesin
siparişler verilirken öte yandan fiziksel yatırımlar başlamaktadır.
Bir projenin yatırım ya da uygulama aşamasının uygulama aşamasının; proje
ve mühendislik tasarımları, görüşmeler ve sözleşmeler, inşaat, eğitim ve tesisin
işletmeye alınması gibi adımlara ayrıldığı da görülebilir (36,s.15).
7.Aşama: Deneme Üretimi (İşletme):
Bu yatırım projesinin son aşaması, işletmenin deneme üretimine kadar olan
bütün çalışmaları kapsar.
Yapılabilirlik Etüdleri (Fizibilite)
Ekonomik Etüd
Bir ön proje raporunda yer alan ekonomik etüt, genellikle; pazar araştırması
ve talep(istem) tahmini, işletme kapasitesinin saptanması, kuruluş yeri konularını
kapsar. Ekonomik etüdde, bu konular iyice araştırma konusu yapılır ve bulunan
sonuçlar ön-proje raporuna alınır.
Teknik Etüd
Teknik etüdlerin yapılması sırasında şu konulara dikkat edilir
a) Projenin teknik tanımı, tesislerin kurulacağı arazinin zemin etüdleri, ham ve yardımcı madde etüdleri, laboratuar testleri,
b) Üretim yönetimi; seçilen üretim yönteminin tanımlanması, neden o yöntemin seçildiğinin gerekçesi patent konusu olup olamadığı, seçenek üretim yöntemleriyle kısaca karşılaştırılması,
c) Üretilecek malların, yan ürünlerin ve atıkların çeşitleri, çevre kirlenmesi yönünden atıkların fiziksel ve kimyasal nitelikleri, atıkları değerlendirme olanakları,
d) Makine ve techizat; İşletmede kullanılacak makine ve techizatın tercih nedenleri, yurt içinden ve dışından alınma durumları, nitelikleri, ömürleri, maliyetleri vb.
e) Tesislerin yerleşme planı,
f) İnşaat işleri; ana fabrika binaları ile su, elektrik, yakıt gibi yardımcı tesislerin; sosyal ve idari binaların e işletmenin iç ve dış yol bağlantılarının yapı biçim ve özellikleri vb.
g) Montaj işlerinin nasıl ve kimin tarafından yapılacağı, maliyeti,
h) Uygulama planı; işletmenin kurulma aşamalarını gösterir iş planı (temrin programı). Tüm bu konuları, projenin büyüklüğüne göre oluşturulan ekonomist, mühendis, mali analist, muhasebeci gibi uzmanlardan oluşan proje ekibi hazırlar.
Finansal Etüd
Yatırım tutarının hesaplanması, işletmenin gelir ve gider tahminleri (öngörülemeleri) , finansman etüdleri ve organizasyon, finansal etüdün konularıdır.
Yatırım Tutarının Hesaplanması
Yatırım tutarının hesaplanmasında, bir işletmenin çalışır duruma gelinceye değin yapılacak olan tüm harcamalar dikkate alınır. Genellikle bir projenin yatırım tutarını aşağıdaki çizelgede (çizelge3.1) gösterilmiş olan kalemler
İşletmenin Gelir ve Gider Tahminleri
Buna işletme gelir ve gider bütçelerinin hazırlanması da denilebilir. İşletmenin gelir ve giderlerinin ne olacağı ayrı ayrı hesaplanır. İşletmenin toplam gelirlerinden (ana mallar satışları, yan ürün satışları, diğer satışlar gibi) yıllık işletme giderleri saptanarak çıkartılır. Bu hesaplama her yıl için ayrı ayrı yapılarak karşılaştırılır. Vergi ve diğer kesintilerde hesaba katılarak işletmenin net karı tahmin edilir.
Finansman Etüdü
Bir ön projede yapılan finansman etüdünün amacı, işletmenin en uygun
biçimde ve zamanında, iç ve dış para gereksinmesinin karşılanması, bu amaçla
alınacak önlemlerin işletme kurulmadan saptanmasıdır. Başka bir anlatımla, proje için
ne kadar para ne zaman sağlanacaktır, sorusunun yanıtını bulmaktır.
Ön-proje raporunda finansman etüdü genellikle;sermaye katkılarının
işletmenin emrinde hazır olması gereken tarihler, finansman kaynakları, iç ve gerekli
ise dış parayla finansman kaynakları , iç ve gerekli ise dış parayla finansman
miktarları, kaynaklar ve kullanım çizelgeleri , gelecekte işletmenin finansal yapısının
sağlamlık derecesini gösteren katsayılar ve bu gibi konuları kapsar.
Organizasyon (Örgüt)
Ön-proje etüdünde organizasyonla ilgili şu sorulara yanıt bulmak için araştırma
yapılır.
a) Kurulması teklif edilen girişim tipi,bu kararın nedenleri,girişimin genel yapısı,
b) İşletmenin yatırım aşamasındaki örgüt şeması ve kadroları,
c) İşletme dönemindeki örgüt şeması ve kadroları,
d) İşletmenin kurulması aşamasından işletme aşamasındaki örgüte (organizasyona) nasıl geçileceği,
e) Projenin uygulanmasıyla ilgili hukuki ve kurumsal sorunlar,patentler,lisanslar ve diğer sorunların nasıl çözümleneceği,
f) Projeyle ilgili olan , diğer kamu kuruluşları veya özel kişilerce yapılması gereken işler,
g) Teknik ve yönetsel (idari) personelin sağlanması ve eğitimiyle ilgili işler.
Bir işletmenin kurulmasına karar verebilmek için, dikkatli ve kapsamlı ön-proje etüdlerinin yapılmasını gerektirir. Bu etüdler yukarıda kısaca açıklanmıştır. Bu etüdlerin yanı sıra, ön-proje etüdleri, aynı zamanda şu amaçlara da hizmet etmektedir.
a) İşletmenin kesin olarak kurulmasına karar vermek,
b) İşletme büyüklüğünün ne olacağı ve nerede kurulacağını belirlemek,
c) İşletmenin kurulması için iç ve dış finansmana gereksinim varsa, para sağlamayı beklediği iç ve dış bankalara ve öteki kuruluşlara ön-projeyi sunmak,
d) İşletme, yatırım indirimlerinden (teşvik tedbirlerinden), kredi ve döviz tahsislerinden yararlanacaksa, ilgili kurum ve kuruluşlara projeyi tanıtmak,
e) Projenin uygulanması döneminde karşılaşılacak güçlükleri önceden görmek ve
bu konuda gerekli önlemleri almak.
3.1.1. Yatırım Projesi Aşamaları
Görüldüğü üzere, bir ön-proje etüdünün önemi ve gereği açık ve seçik biçimde ortadadır. Ön-proje hazırlıkları yalnızca ön-proje çalışmaları ile kalmamakta, aşağıdaki çizimde de (Çizim 4 ) görülen proje aşamalarında öteki çalışmalar yapılmaktadır.