1. GİRİŞ
Başlangıçta üretim, üretilecek olan ürünün özellikleri, sermaye ve maliyetleri dikkate alınarak planlanırdı. Bu nedenle önce ürün standartları daha sonra ise standart ürünün elde edilmesi için kalite yönetim sistemi standartları oluşturulmuştur. Bu standartlar hangi sektörle ilgili olursa olsun, daima aynı koşullarda üretim yapılmasını sağlamıştır.
Zaman içinde kurum ve kuruluşların, toplumda ürettikleri ürünün veya sağladıkları hizmetin kalitesi kadar, neden oldukları çevre kirliliği, çevre kazaları, iş kazaları ve yarattıkları toplumsal dayanışma gibi sosyal etkileri de önem kazanmış ve konularda yönetim standartları hazırlanmış, uygulamaya konulmuş ve birçok firma bu konuda belgelendirilmiştir. Bu gelişime eş zamanlı olarak, çeşitli sektörlerin spesifik gerekliliklerini kapsayan sektörsel etik standartlar oluşturulmuştur. Yönetim sistem standartlarının sayıları çoğaldıkça, belgelendirme sayıları da artmış ve ihtiyaca binaen entegre yönetim sistemi oluşturulmuştur.
Kalite, çevre ve iş güvenliği sistem standartları ile ilgili olarak yönetim sistemleri kurulabilmekte ve belgelendirilmesi söz konusu olabilmektedir. Ancak bu sistem standartlarının bütün olarak ele alınıp planlanması, uygulanması yani tüm sistem içerisinde hepsinin toplanması firmalara büyük avantajlar sağlayacaktır. Kısaca bu yönetim standartlarının hepsi birden entegre yönetim sistemi olarak adlandırılır.
Entegre yönetim sisteminin avantajları şunlardır:
` Dokümantasyon yapısında kolaylık getirir. Aynı işle değişik doküman paketleri hazırlanmamış olur.
` Değişik politikaların çalışanlara aktarılması güçleşebilir. Bunun yerine bütünsel bir politikadan söz edilebilir.
` Değişik zamanlarda değişik sistemlerin denetimi yapılmaz. Tek denetimde tüm sistemler birden denetlenir.
` Çalışanların kafası çeşitli faaliyetler karışmaz. Firmada sadece yönetim kuralları olur.
` Sistemi takip etmek için daha az zaman ve kaynak kullanılır.
` Bazı hedefler konabilir.
` Firma; müşterisine, çevreye, çalışanına saygılı bir kuruluş imajı yaratır. (Kalder, 1999)
Tek bir şirket genelinde, farklı disiplinlerle birçok yönetim sisteminin işlediği durumlarda, belgelendirme için entegre bir yaklaşım sağlanabilmektedir. Tamamen entegre sorumluluk ve yetkiler ile iki ya da daha fazla yönetim sisteminin, tek bir belge paketi ile birleştirilmesi, zaman ve maliyet avantajlarının yanı sıra merkezi kontrolü de beraberinde getirmektedir.
Firmalar genelde üç veya dörtlü olarak belgelendirilmektedirler. Bunlar arasında en çok ISO 9000 (Kalite Güvence Yönetim Sistemi), ISO 14000 (Çevre Güvence Yönetim Sistemi), HS (G) 65 (Successful Health and Safety Management = Başarılı Sağlık ve Güvenlik Yönetimi), BS 8800 (Guide to Occupational Health and Safety Management System = Sağlık ve Güvenlik Yönetim Sistem Rehberi), OHSAS 18001 (İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Standardı), ISA 2000 (Requirements for Safety and Health Management System = Güvenlik ve Sağlık Yönetim Sistemi için Gereksinimler), ISO 18000 (Ocupational Health and Safety Management System- Specification), ISM (Denizcilik), HACCP (Gıda Güvenliği), AS 9000 (Havacılık), QS 9000 (Otomotiv), SQAS (Karayolu Yük Taşımacılığı), HACCP (Hazard Analysis Critical Control Points = Tehlike Analizi Kritik Kontrol Noktaları), SA 8000 (Social Accountability = Sosyal Sorumluluk Standardı ) konularında entegrasyon yapılmaktadır.
Kalite, çevre, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönetim sistemi standartlarının uygulama aşamaları karşılaştırıldığı zaman paralellikler içerdiği görülür. Sistemlerden birisi kurulu ise diğerini kurmak ve işletmek daha kolaydır. Sistemlerin kurulması ve işletilmesi de benzer şekilde mevcut durumun tanımlanması / değerlendirilmesi, politikanın belirlenmesi ve duyurulması, organizasyonun yetki ve sorumluluklarının belirlenmesi, iş planları, hedef ve amaçlarının tanımlanarak uygulanması, uygulamaların kontrol edilmesi ve gerekli düzeltici, önleyici faaliyetlerin yürütülmesi ve gözden geçirilmesi süreçlerini kapsar. Her yönetim sistemi standardının; işin kim tarafından ve nasıl yapılması gerektiğini tanımlayan dokümantasyon yapısı ile yapılan işlerin kontrolünü içeren kayıt düzeni vardır. Sistem standardının bütününün nasıl işletileceği ve organizasyonun birimleri arasındaki ilişkiler yönetim el kitabında tanımlanır. Uygulamada karşılaşılan uygunsuzlukların önlenmesi için önleyici ve iyileştirici faaliyetler planlanır, kaydedilir ve izlenir.
2. KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ
2.1. Kalite Güvence Sistem Standartlarının Tarihsel Gelişimi ve Kapsamı
İnsanoğlunun bilinmeyeni bir standart parçayla kıyaslaması taş devrine dayanır. Bu belki de kalite kontrolün en ilkel biçimidir. Babil Kralı Hammurabi' nin koyduğu tarihin ilk yazılı kuralları da kalite kontrolün toplum yaşantısına girişini simgeler (Kavrakoğlu, 1998).
İlk Çin imparatoru kendi sarayında kullanılmak üzere tedarik edilen bütün eşyaların üzerinde kendi yapımcısının işaretini bulunmasını emretmiştir. Böylece, kusurlu eşyaların yapımcılarını bulup cezalandırabiliyormuş.
Mısırlılar, asilzadelerin gömülmesi konusunda son derece gelişmiş bir kalite sistemi kurmuşlar ve bunu "Ölüler Kitabı" adı altında toplamışlardır. Bu kitapta, cenaze törenlerindeki hareket tarzları, ölen kişi ile birlikte gömülecek eşyaları hazırlama, ölen kişiyi yıkama, mumyalama gibi teknikler anlatılmış. Bu sistemin amacı, ölen kişinin iyi bir ahret hayatı sürmesini sağlamaktır. Mecropolis Yöneticisinin işareti ise, bize gerekli standardı tutturduğunu göstermektedir.
Tüccar locaları, kendi üyeleri tarafından üretilen malların kalitesini destekliyorlardı. Çünkü üyelerine güveniyorlardı. Örneğin, “Colchester Loncası”nın markasını taşıyan giysileri satın alan tüccarlar bu markaya o kadar güveniyorlardı ki, balyaları açıp kontrol etmek zahmetine girmiyorlardı.
Pek çok Avrupa taş yapı binası üzerinde baş ustanın, kendi usta ve çıraklarının yaptığı işi onayladığını gösteren tescilli işaretleri bulunmuştur. Gümüş ve altın ürünlerindeki kaliteyi kanıtlamak üzere, 1140 yılında ayar damga sistemi meydana getirilmiştir. 1300'lerin son yarısında İngiliz silahlarının uygunluğunu sağlamak için zırh, kılıç, eyer ve diğer donanım yapımcılarını ziyaret edip değerlendiren tetkikçiler görev yapmıştır (Lorien, 1998).
Türkler, Anadolu toprakları üzerinde hükümet kurduklarında, her alanda bugün dahi önemli sayılacak uygarlık örnekleri vermişlerdir. Standart konusu da bunlar arasındadır. Yaklaşık beş yüzyıl önce Bursa, Edirne, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Çankırı, Aydın, Mardin, Karahisar, Musul, Rize, Amasya, İçel, Arapkir, Karaman ve daha pek çok yerin mahalli özelliklerine ve üretim çeşitlerine göre standart kuralları konulmuş ve ciddi olarak uygulanmıştır. 1502 tarihli ve zamanın padişahı Sultan II. Bayezid Han tarafından çıkarılan ve dünyanın bugünkü manada ilk standardı olan "Kanunname-i İhtisab-ı Bursa", bu gerçeği doğrulayan ve yazılı en eski belgedir. Kalkınmanın temel taşlarından biri olan standardın öneminin yüzyıllar önce Türkler tarafından kavrandığını ifade eden bu belgede bugünkü anlamda, boylama, ambalaj, kalite gibi esaslar ile narh ve ceza hükümlerine yer verilmiştir (TSE, 1998).
1600’lerde ise İngiliz deniz kuvvetlerindeki yiyecek tedarik bürosu tarafından gemilere verilecek malların satın alınmadan önce gerekli kalitede olması sağlamak için yine tetkikçiler görev yapmıştır. Birinci Dünya Savaşı esnasında kalite, hava araçlarına yansımıştır. İngiliz uçaklarının motorları geliştirilerek güvenilirliği arttırılmıştır. Önceleri uçakların motoru bozulduğunda düşmana esir düşen pilotlar, motorların kalitesinin geliştirilmesinden sonra rüzgardan faydalanarak kendi hatlarına dönebilmiş ve ertesi gün savaşa tekrar katılabilmişlerdir (Lorien, 1998).
Birinci Dünya savaşı seri üretimi ortaya çıkarırken, endüstriyel denetim gereğini de gündeme getirmiştir. İngiltere'de 1919 yılında, günümüzde Kalite Güvencesi Enstitüsü olarak tanınacak Teknik muayene Kurumu kurulmuştur. Amerika'da telefon ağının otomatikleşmesi de bu alanda kalite kontrol gereğini doğurdu. Böylece Atlantik 'in her iki yanındaki ülkeler arasında İPK konusunda bir bilgi ağı geliştirilmeye başlandı. Amerika'da Shewhart 1924 yılında kontrol çizelgelerini geliştirdi. Amerika'da firmalar örnekleme metotlarını kullanmaya başlarken, İngiltere'de de Dudding, elektrik endüstrisinde istatistiksel metotları uygulamaya sokmuştur.
1930'lu yıllarda Amerika ve İngiltere'de ilk kalite kontrol kitapları yayınlanmıştı bile. 1932 yılında Shewhart'ın İngiltere'ye daveti, İngiliz Standartlar Enstitüsü (BSI) nın kalite kontrol hakkında ilk standardı yayınlamasına kadar uzayan etkilere sebep oldu. İkinci Dünya Savaşı esnasında endüstri ve teknolojide gelişmeler başlamış, ilk kalite standartlaşma teşebbüsü Amerika 'da olmuştur. 1946 yılında bin kadar kalite uzmanı bir araya gelip, bir kalite kontrol cemiyeti kurulmuştur. Askeri alanda yüksek performans talebi bazı standartların oluşturulması zorunluluğunu getirmiştir. Bu, NATO üyelerinin bir araya gelip bir Kalite Güvence Sistemi oluşturmalarına sebep olmuştur. AQAP (Allied Quality Assurance Publications) adı altında 115 adet resmi yazı, modern kalite güvencesi kavramının da temellerini de atmış oldu. Bunun dışında Amerikan savunma sanayi tarafından özel standartlar da geliştirilmiştir.
MIL-Q-9858 MIL-I-45208 MIL-C-45662 MIL-STD-1528 | Kalite Sistem Gerekleri. Muayene Sistemi Gerekleri. Kalibrasyon Sistem Gerekleri. Üretim yönetimi (Kavrakoğlu, 1998). |
NATO üyesi olmasına karşın Birleşik Krallık AQAP'ı kabul etmeyerek, kendileri AQAP'a benzer DEF. STAN standardını oluşturmuştur. Aralarındaki tek fark ise tasarımla ilgili bazı gereksinimlerin DEF. STAN'a eklenmiş olmasıdır. Savunma Bakanlığı savunma sözleşmeleri yapan müteahhitleri veya taşeronları değerlendirmiş ve uygun bulduğu şirketlere DEF. STAN ile tescil etmiştir. Böylece sadece tescilli şirketler savunma ihalelerini alabilmiştir. (Bu durum daha sonra göreceğimiz ikinci taraf tetkikine benzeyen bir örnek teşkil etmektedir. Burada şirket ve Savunma Bakanlığı olmak üzere iki taraf vardır. verilen onay da Savunma Bakanlığının gereksinmelerine uygunluğunu göstermektedir). Daha sonraki tarihlerde yavaş yavaş DEF. STAN terk edilerek yerine AQAP kullanılmaya başlanmıştır (Lorien, 1998).
Kalite Yönetim Sistemi gereksinimi, ilk olarak 1973 yılında, petrol krizinin iş dünyasında büyük değişimlere neden olmasıyla İngiltere’de ortaya çıkmıştır. Krizden pek çok küçük ve orta ölçekli kuruluş, iş dünyasına geri dönememiştir. Konu ile ilgili inceleme yapan İngiliz Standartlar Enstitüsü (BSI) uzmanları, bu kuruluşlarda işin sürekliliğinin sağlanması için sistematik olmadığını belirlemişlerdir. Bu krizden çıkan kuruluşlar incelendiğinde de ortaya tam aksi, yani belli bir sistematiğin varlığı anlaşılmıştır. BSI, iş sürekliliği sağlamak amacıyla başlattığı çalışmaları 1979’da BS 5750 olarak yayımlamıştır. İngiltere’de uygulanan bu standart zamanla dünyanın her tarafından uygulanmaya başlanmıştır.
Çeşitli ulusal standartlar da girdiler olarak dikkate alınarak, ISO tarafından 1987 yılında, ISO 9000 standartlar serisi hazırlanmış olup ISO 9001, ISO 9002, ISO 9003’ü kapsamaktadır. Bu seri 1994 ve 2000 yıllarında revize edilmiştir.
2.2. Kalite Güvence Sistemi Serisi Standartları (ISO 9000)
TS 9005 - ISO 8402’e göre kalite güvencesinin tanımı şöyledir: "Ürün veya hizmetin, kalite için belirlenen istekleri karşılamak maksadıyla, yeterli güveni sağlaması için gereken planlı ve sistematik faaliyetlerin bütünüdür."
Bir şirket yönetiminin, bu mal veya hizmetlerin pazara girmesini sağlamak için kullanabileceği ve bunu yaparken ekonomik bir yarar sağlayabileceği birçok strateji bulunmaktadır. Bu stratejilerden bir tanesi son yıllarda, özellikle etkili olması bakımından, çok belirginleşmiştir. Bu, kalite güvencesidir. Kalite güvencesi, bir kuruluş içerisinde yönetim aracıdır. Sözleşme ortamlarında ise tedarikçinin güven sağlamasına hizmet eder.
Ortaya konulan ister bir ürün olsun ister bir hizmet, kalite tüm kuruluşlar için başarıya giden yolda bir “katalizör” olarak ortaya çıkmaktadır. Kalite, kuruluşun pazardaki yerini geliştirirken aynı zamanda da kendi içinde verimliliği artırır. Kalite güvencesi kuruluşa parasal bir maliyet getirmez; tam tersine para tasarrufu sağlar. Doğru uygulanan bir kalite güvencesi, var olan verimsizlikleri önler ve kusurlu malzemenin reddedilmesi veya kullanılması, yükselen stok seviyeleri, geciken ödemeler, yeniden sevk maliyetleri, kötü hizmet, hurda ve yeniden işleme gibi kusurlarla bağlantılı maliyetleri önler.
ISO, merkezi Cenevre'de olan International Standarts Organizations’ın kısaltılmış adıdır. ISO, 91 ülkenin ulusal standartlarını içerir. Amacı standartlaşmayı bütün dünyada ve her alanda yayarak uluslararası ürün ve hizmet ticaretinde kolaylıklar sağlamaktır. ISO 9000 standartları ise, kalite yönetimi ve kalite kontrolüne ilişkin ISO tarafından uluslararası standart olarak onaylanıp yayınlanan ve halen AT ülkelerinde de uygulanmakta olan uluslararası yönetim kalitesi standardıdır. TS-ISO 9000 kalite standartları serisi, tedarikçi firmalar, bunların müşterileri ve belgelendirme kuruluşlarının kullanımı için yayınlanmış ISO 9000 kalite standartları serisinin tam bir çevirisidir.
ISO 9000 standartları genel bir çerçevede yazıldıkları için, endüstrinin her alanında kullanılabilir niteliktedirler. ISO 9000 serisi standartların her çeşit iş kolu ile (ister elektronik, çelik, kimya veya kağıt gibi imalat sektörleri olsun, ister sigorta, bankacılık ve taşımacılık gibi hizmet sektörleri) ilgisi olması amaçlanmıştır. Bu seri standartları tüm bu sektörler için bir kalite sistem modeli sağlar, tüm ürünler ve hizmetler için geçerlidir.
Bu standartlar tedarikçi firmaların uygulayacakları kalite sistemlerinde ne gibi şartlar arandığını belirtir. Bunlar sadece birkaç firmanın değil, Türk sanayisini oluşturan tüm firmaların yerine getirebilecekleri ve ihtiyaç duyabilecekleri genel şartları içeren uygulanabilir standartlardır. ISO 9000 kalite standartlarının şartları, söz konusu firmada çalışan işçi sayısına bağlı olmaksızın uygulanabilir. Bu standartlar, temel disiplinleri tanımlamakta, ürün veya hizmetlerin müşteri ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan prosedürleri belirtmektedir. ISO 9000 kalite güvencesi ile tüm iş süreçlerinde sürekli iyileşme anlayışını yerleştirerek bir yandan müşteri ihtiyaçlarını en üst düzeyde ve en uygun maliyet koşullarında karşılarken, bir yandan da kuruluşun toplam performansını etkileyen göstergelerde büyüme sağlanabilir.
ISO 9000 kalite standartları serisi, kaliteye önem verdiğiniz ve kalite ihtiyaçlarını karşılayabileceğinizi müşterilere kanıtlamak etkin bir kalite sistemini kurmak ve sürekliliğini sağlamak konusunda yol gösterir. ISO 9000 kalite standartları serisinin kullanımı, firmada kalite yönetiminin iyileştirilmesini, faaliyetlerin daha iyi planlanmasını, problemlerin daha hızlı çözülmesine, kaynakların verimli kullanımıyla verimliliğin, kazancın artmasını, maliyetin azalmasına yardımcı olur. Kalite Standartlarını uygulamakla kalitenin her aşamada oluşmasına güvence sağlamak öncelikle müşterileri tatmin edecektir. Standarda göre, oluşturulan dokümantasyon ve üretimin her aşamasında uygulayabilen kayıt sistemi ile ürün, proses geliştirilir. Firma, beyan ettiği kalite sistemi çerçevesinde üretim yapacağından ve hizmet vereceğinden, ürün ve hizmet sorumluluğu dışında doğabilecek sorunlarla uğraşmaktan da kurtulur.
ISO 9000 kalite yönetimi ve kalite güvencesi standartları seçim ve kullanım kılavuzudur. Bir kuruluş hangi standartlar çerçevesinde sertifika alması gerektiğine bu kılavuza göre karar verir. ISO 9000 standardı, firmaların kalite sistem modelini kolaylıkla ve verimlilikle uygulayabilmesini sağlamak amacıyla konu bazında bazı bölümlere ayrılmıştır. Bu çerçevede yer alan model standartlar ISO 9001, ISO 9002 ve ISO 9003’dür. Aşağıda, her birine kısaca değinilmiştir.
ISO 9001 - Kalite Sistemleri - Tasarım / Geliştirme, Üretim ve Hizmette Kalite Güvencesi Modeli: Bu model standart, kuruluş tarafından olan tasarım / geliştirme, üretim, tesisat ve hizmet gibi değişik kademelerde belirlenen isteklerin yerine getirildiği konusunda güvence vermek amacıyla kullanılır. Üç model standart içinde en kapsamlı olanıdır. Bir kuruluş, bir ürünün dizaynını, geliştirmesini, üretimini montajını ve servisini yapıyorsa, bu model standart geçerlidir. Mühendislik firmaları, inşaat firmaları ve üretime yönelik tasarım yapan firmalar, bu sistem dahilinde sertifikaya başvurabilirler.
ISO 9002 - Kalite Sistemleri-Üretim ve Tesiste Kalite Güvencesi Sistemi: Bu model standart, ISO 9001’deki standardın 4.4 maddesi olan tasarım maddesini içermez. Başka bir deyişle, bu model standart, bir malın üretimini ve / veya montajına ilişkin kalite güvenilirlik standartlarını içerir. Çoğu kimyevi madde, yiyecek üreten firmalar bu sistem dahilinde sertifikaya başvurabilirler.
ISO 9003 - Kalite Sistemleri - Son Muayene ve Deneyler için Kalite Güvencesi Modeli: Bu model standart, bir ürün ve / veya servisin en son kontrolüne ve test edilmesine ilişkin kullanılır. Bu model standartta yer alan maddeler, müşteri tarafından belirlenen isteklere uygunluğu, sadece son kontrol ve test yoluyla ispat etmeye ilişkin maddelerdir. Küçük firmalar, yan kuruluşlar, laboratuarlar ve distribütörler bu sistem dahilinde sertifikaya başvurabilirler. Günümüzde ISO 9003’e pek rağbet olmamaktadır. ISO 9003 modeli ile sertifikalandırılan çoğu firma, ISO 9002 ve 9001’e geçmişlerdir.
ISO 9000 standartlar serisi 20 maddeden oluşmaktadır. ISO 9001 standardına göre belgelendirilmek istenen kuruluş bu 20 maddenin tümünün gereklerini yerine getirmekle yükümlü iken, ISO 9002 standardında 19 maddeyi, ISO 9003 standardında 16 maddenin gereklerini karşılamalıdır.
Halen kullanılmakta olan IS0 9000 serisinin 21 adet dokümanı bulunmaktadır. Bu durum yalnızca bu standartları ilgilendiren kuruluşlar tarafından dikkate alınmakta diğer kuruluşlarda ise tereddüde yol açmaktaydı. ISO/TC 176 komitesi, ilk olarak, standart serisinin anlaşılmasını kolaylaştırmak için tüm seriyi tüm firmaların kullanacağı 4 temel standarda indirgemeyi ve gerekli noktalarda standart ve teknik dokümantasyon hazırlamasını öngörmüş, böylece 2000 yılı kalite yönetim sistem standardı (ISO/CD2 9001) doğmuştur. ISO/TC 207 çevre yönetim sistemleri teknik komitesi ile ISO/TC 176 kalite yönetim sistemleri teknik komitesi standartlarının uyumlaştırılması için denetim standardının ortak hazırlanmasına karar vermişlerdir. Temel standartların, iş mükemmelliği prensiplerinde de yer alan sekiz yönetim prensibi ile bütünleştirilmesi planlanmıştır.
` Müşteri odaklı organizasyon
` Önderlik
` İnsanların katılımı
` Proses yaklaşımı
` Sistem oryantasyonlu yönetim
` Sürekli iyileşme
` Karar verme sürecine gerçekçi yaklaşım
` Tedarikçiler arası karşılıklı faydaya dayanan ilişki
ISO 9000:2000 standardı terimler ve temel anlamlara açıklama getirerek standartların yanlış anlaşılması ve yorum farklılıklarını ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. ISO 9001 standardında yer alan kapsam daraltma maddesi ile kuruluşlar kendi faaliyetlerini kapsamayan konuları kalite el kitabında açıklayarak uygulama dışı bırakabileceklerdir. Kalite yönetim sistemi yaklaşımı; müşteri şartlarının analiz edilmesi, müşterinin kabul edebileceği ürün/ hizmet sağlayacak proseslerin tanımlanması, belirlenen proseslerin kontrol altında tutulması yoluyla müşteri tatmininin sürekli iyileştirilmesi için çerçeve görevi görmektedir.
Aşağıda, iyileştirme süreci için ISO 9001:2000 standardının proses modele dayalı yeni yapısı verilmiştir. Bu şekil, detaylı proses yapısının gösterimidir. Her maddenin içerisinde yer alan maddeler detaylı olarak proses yapısını ortaya koymaktadır. Proseslerin çıktıları bir sonraki proses için girdileri oluşturmaktır. Proses yaklaşımı, proseslerin kolayca tanımlanmasını, yönetilmesini ve iyileştirme için fırsatların değerlendirilmesine imkan vermektedir (TSE, 1999).
Şekil 1: Kalite yönetimi proses modeli (TSE, 1999).
ISO 9001:2000 standardının gerek ISO 14001 çevre yönetim standardı ile uygunluk sağlaması, gerekse sürekli iyileştirme yapısının organizasyonla bütünleştirilmesi için Deming döngüsünü baz alan (planla-uygula-kontrol et-önlem al) proses yaklaşımına göre yeniden yapılandırılmıştır. Hazırlanan taslak standardın dört maddesi, genel olarak dokümantasyon yapısı ve sistemin temel prensibini açıklamaktadır.
` Yönetimin sorumluluğu: Genel prensipler, müşteri şartları, politika, planlama, kalite yönetim sistemi, kalite el kitabı, doküman kontrolü, kayıtların kontrolü, gözden geçirme.
` Kaynakların yönetimi: İnsan kaynakları, bilgi alt yapısı, çalışma ortamı.
` Ürün/hizmet geliştirme: Müşteri ilişkili prosesler, tasarım ve geliştirme, satın alma, üretim ve servis operasyonları, ölçme ve izleme cihazlarının kontrolü
` Ölçme, analiz ve iyileştirme: Ölçme ve izleme, uygunsuzluğun kontrolü, iyileştirme için verilerin analizi ve iyileştirme.
Büyük revizyonun esasını, piyasada mevcut hemen hemen tüm proses yönetimi modülleri ile bir ahenk içerisinde olan ve son kullanıcıdan son kullanıcıya “end-to-end” olarak adlandırılan müşteriden müşteriye etkin bir kalite yönetimi sistemi proses modeli oluşturmaktadır. Bu proses modeline göre, yönetim, iyileştirme gibi değerleri tanımlayan prosesler bir yandan proses kategorilerinin birer parçası olup diğer taraftan da yatay ve dikey döngülerle Deming spirali zemininde çalıştırılırlar (Durakbaşa, 1999).
Yeni standart, ürün veya hizmetin özellikleri konusunda kalite güvencesi sağlamanın yanı sıra kuruluşun müşteri tatmini sağlama yeteneğinin gösterimini şart koşar. Tüm organizasyonlar, müşteri tatmininin başarılması amaçlanan ürün veya hizmet üretirler. ISO 9000 serisi standartları bu amaca yönelik organizasyona yardımcı olur. Müşteriler; ihtiyaç ve beklentilerini tatmin edecek ürün/ hizmet karakteristikleri talep eder. Müşterinin ihtiyaç ve beklentileri değişir, bu nedenle kuruluş, ürün/ hizmet ve proseslerini sürekli iyileştirmeye yönelmelidir.
ISO 9000 standardı, 2000 yılında revize edilerek yeniden yayınlandı. Standart revize edilmekle birlikte, 1994 revizyonu yürürlükten kaldırılmadı. Eski belgelerin en geç 2003 aralık ayına kadar yeni revizyona göre değiştirilmesi gerekmektedir. Bu tarihten sonra, eski belgelerin geçerliliği kalmayacaktır. 2001 yılında belge almak isteyen bir firma, dilerse 1994, dilerse 2000’e göre sistemini kurup belgelendirebilecektir. Yeni uygulamada 3 standart söz konusudur:
` ISO 9000:2000 Terim ve Kavramlar
` ISO 9001.2000 Şartlar
` ISO 9004:2000 İyileştirme İçin Rehber
Karşılanması gereken şartlar ISO 9001:2000’de açıklanmaktadır. Diğer iki standart yardımcı rol üstlenmektedir. ISO 9000:2000’de temel kavramlara açıklık kazandırılırken, ISO 9004:2000’de de ISO 9001’in ötesine geçmek isteyen kuruluşlara rehberlik edilmektedir. Kısaca; 9001, 9002 ve 9003 biçimindeki eski ayrım kaldırılmış ve 9001 olarak tek standarda dönülmüştür. Standardın özü değiştirilmemiştir. ISO 9000 yeni haliyle, yine rekabet güçlerini artırmak; müşteri taleplerini tam ve zamanında karşılamak isteyen işyerleri için, daha da geliştirilmiş bir yönetim sistemi öngörmektedir. Hatta bu kez orta ve büyük işletmelerin yanı sıra, küçük işletmelerin koşulları da dikkate alınmıştır. Örneğin, doküman sayısı ve hacmi, kuruluşun süreçlerden beklediği sonuçlara bağlı kılınmıştır.
ISO 9000:2000’de;
` Yöneticiler için daha fazla sorumluluk öngörülmekte,
` Faaliyetlerden ziyade süreçler ön plana çıkmakta,
` Toplam kalite ve iş mükemmelliği prensipleri esas alınmakta,
` Müşteri odaklılık belirgin hale gelmekte,
` Doküman hazırlama, bazı temel prosedürlerin dışında, kuruluşun ihtiyaçlarına bırakılmaktadır.
ISO 9001:2000, toplam 8 ana maddeden oluşmaktadır. Karşılanması gereken şartlar 4. maddeden itibaren yer almaktadır.
` Kalite Yönetim Sistemi: Genel bir şart olarak, süreçlerin tanımlanması, birbirleri ile olan ilişkilerinin açıklanması, kriter ve yöntemlerinin belirlenmesi, gerekli kaynakların güvence altına alınması, süreçlerin sürekli iyileştirilmesi ve planlanan sonuçlara ulaşılması için gerekli faaliyetlerin uygulanması, ölçülmesi ve gözlenmesi istenmektedir. Bu maddeye göre, ayrıca, kalite politikası ve hedefler dokümante halde ifade edilmeli, kalite el kitabı hazırlanmalı, standardın öngördüğü prosedürler ve süreç yönetimi için ihtiyaç duyulan bilgi ve faaliyetler dokümante edilmeli ve standardın işaret ettiği kayıtlar tutulmalıdır.
` Yönetimin Sorumluluğu: Bu maddede, üst yönetimin kalite yönetim sistemine olan ilgisi ve bağlılığı ele alınmaktadır. Örneğin, üst yönetimden müşteri taleplerinin ve ihtiyaçlarının tespiti; ayrıca müşteri isteklerinin karşılanmasının önemini kuruluşa iletmesi istenmektedir. Üst yönetimin, bu çerçevede; kalite yönetim sistemini bir bütün halinde planlaması, yönetim temsilcisini ataması, kalite hedeflerini tüm çalışanlara benimsetmesi, kuruluş içerisindeki sorumluluk ve yetkileri tanımlaması, sistemi gözetmesi ve iç iletişimi sağlıklı bir şekilde kurması gerekmektedir.
` Kaynak Yönetimi: Kuruluş, müşteri ihtiyaçlarını tam ve zamanında karşılayabilmek için bina, ekipman, yazılım, donanım, personel, eğitim ve benzeri ihtiyaçlarını tespit ve temin etmelidir.
` Ürün Gerçekleştirme: Ürünü elde etmek üzere gerekli süreçler planlanmalı; kriterler belirlenmelidir. Bu şart, ISO 9001:1994’deki kalite planı ile benzerlik arz etmektedir. Müşteri tarafından belirlenen şartlar, sevkıyat ve sevkıyat sonrası şartlar ve yasal şartlar da dahil olmak üzere ürün ile ilgili tüm şartlar belirlenmelidir. Müşteri talepleri, işi kabul etmeden önce gözden geçirilmelidir. Kuruluş, müşteri ile sürekli bir iletişim kurarak, şikayetler dahil, geri besleme almaya çalışmalıdır. Tasarım ve geliştirme faaliyetleri planlanmalı, kontrol altında yürütülmeli, gözden geçirilmeli, doğrulanmalı ve geçerli kılınmalıdır. Satın almalar, ön değerlendirmeye tabi tutulmuş tedarikçilerden yapılmalı; satın alınan girdiler doğrulanmalıdır. Kuruluş, üretimi kontrollü bir şekilde gerçekleştirmelidir. Müşteriye ait mülkler korunmalıdır. Taşıma, ambalajlama, depolama ve sevkıyat açısından ürün nitelikleri korunmalıdır. Ölçüm cihazlarının kalibrasyonları yapılmalıdır.
` Ölçüm, Analiz ve İyileştirme: Standardın bu yeni versiyonunda “muayyenin” oldukça ilerisinde bir yaklaşım sergilenmektedir. Standart; ölçme ve analiz ile ürün uygunluğunun gösterilmesini, kalite yönetim sisteminin uygunluğunun sağlanmasını ve etkinliğinin sürekli iyileştirilmesini istemektedir. Bu çerçevede, müşteri memnuniyeti ölçülmeli ve bu yolla memnuniyet derecesi artırılmalıdır. Kuruluş, iç tetkikler yoluyla kalite yönetim sisteminin uygunluğunu göstermelidir. Ürün ve süreçler gözlenmeli ve ölçülmelidir. Uygun olmayan ürünler kontrol altında tutularak, bunların müşteriye sevki önlenmelidir. Kuruluş, uygun istatistik teknikleri kullanarak verileri analiz etmeli ve iyileşme fırsatlarını yakalamalıdır. Düzeltici ve önleyici faaliyetler ile mevcut uygunsuzluklar bir daha tekrarlamayacak biçimde ortadan kaldırılmalı; olası uygunsuzlukların önüne geçilebilmelidir.
3. ÇEVRE YÖNETİM SİSTEMLERİ (ÇYS)
3.1. Çevre Yönetim Sistem Standartlarının Tarihsel Gelişimi ve Kapsamı
Günümüzde su, hava ve toprak kirliliğinin gelecek nesilleri tehdit ettiğinin farkına varılmasıyla birlikte kuruluşlar, iş dünyasında kalabilmek için gittikçe artan bir tempoyla çevre boyutunu iş stratejilerine ve uzun vadeli planlarına almak zorunda kalmışlardır. Bu, çevreye duyarlı diğer rakiplerle ve beklentileri gittikçe artan kamuoyunun memnun edilmesi açısından da önemlidir. Çünkü çevreye duyarlılığın, rekabet gücünü arttırdığı, maliyetleri düşürdüğü ve yasal engelleri aşmakta olduğu görülmüştür. Bu amaçla yeşil ürünlerin üretimi, başlangıçtan bitişe analiz metotları uygulanmaya başlanmış, sonunda çevre yönetim sistemi ve çevre denetimleri gündeme gelmiştir. Her kuruluş faaliyetlerinin hudutlarını tayin etme konusunda esneklik ve serbestiye sahiptir. Çevre yönetim sisteminin ayrıntılı düzeyi ve karmaşıklığı, belgeleme faaliyetlerinin kapsamı ve sisteme alınan kaynaklar, kuruluşun boyutuna ve faaliyetlerin mahiyetine bağlıdır.
Bir kuruluşun, çevreye yönelik konulardaki hassasiyeti ve başarısı kazanması, kuruluşun bu konuya sistemli bir şekilde yaklaşma ve sürekli gelişme gösterme konularında bir taahhüt altına girmesini gerekli kılar. ISO 14000, kuruluşun çevreye uygun olarak gösterdiği sürekli gayretler sonucu genel olarak faaliyetlerde başarı derecesini arttırmak amacıyla, çevre yönetim sisteminin sürekli geliştirilmesi için yapısal bir imkan sağlamaktadır. Çevre yönetim sistem modeli şekil 2’de verilmiştir.
Şekil 2: Çevre yönetim sistem modeli (TS IS0 14001, 1996).
Çevre kalitesinin muhafazası ve geliştirilmesi, insan sağlığının korunmasına karşı gösterilen ilgi ve hassasiyet arttıkça, büyüklükleri ne olursa olsun bütün kuruluşlar, dikkatlerini gün geçtikçe artan bir tempo ile, faaliyetlerinin, ürün ve hizmetlerinin çevre üzerindeki etkilerine (havaya, suya, toprağa verilen atıklar, hammadde ve tabii kaynak kullanımı, toplulukların maruz kaldığı etkiler) çevirmektedirler.
Günümüzde kuruluşlar ürün ve hizmetlerinin çevresel etkilerini kontrol altında tutmaya daha çok önem vermektedirler. Bunun sebebi çevre korumasını teşvik eden ekonomi politikaları ve üçüncü şahısların çevre sorunlarına karşı duydukları hassasiyetin artmasıdır. Bu amaçla kuruluşlar çevreyle ilgili icraatlarının gözden geçirilmesini sağlayarak çevre konusundaki başarılarını bir belgeyle üçüncü şahıslara da bildirmek ve ispatlamak istemektedirler. Gözden geçirme işleminin etkin olabilmesi için bu işlemlerin bir yönetim sistemi içinde yürütülmesi gereklidir. Milletlerarası çevre yönetim standartları böyle bir sistemin şartlarını belirlemekte ve her çeşit kuruluşa uygulanabilmektedir. Standardın amacı sosyoekonomik ihtiyaçlarla denge içinde çevrenin korunması ve kirlenmenin önlenmesidir. Çevre yönetim sistemlerinin ilki olan BS 7750 ilk olarak 1992 yılında yayınlanmış ve daha sonra 1994 yılında revizyona uğramıştır.
Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) ile Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO) tarafından 1993 yılında ortaklaşa olarak ulusal çevre yönetimi standartlarını geliştirme konusunda bir anlaşmaya varılmıştır. Aşağıdaki uluslararası standartlar, bu kuruluşlar adına İngiliz Standartlar Enstitüsü (BSI) tarafından yayımlanmıştır.
ISO 14001 : ÇYS Kullanım Rehberi Spesifikasyonları
ISO 14004 : ÇYS Genel Prensipler Rehberi
ISO 14010 : Çevre Tetkikleri Rehber
ISO 14011 : ÇYS Tetkik Prosedürleri
ISO 14012 : Çevre Tetkikçisinin Nitelikleri
ISO 14020 : Çevre Etiketlemesi
ISO 14040 : Hayat Çevrimi Tetkiki-Genel Prensipler ve Uygulamamlar
ISO 14060 : Ürün Standartları ve ÇYS
BS 7750 ve ISO 14001 standartlarının her ikisi de kuruluşların kendileri tarafından belirlenen çevre politikalarına ve çevresel hedeflere uygun bir çevre yönetim sistemi kurmalarını, geliştirmelerini ve sürekliliğini sağlamalarını öngörmektedir. Standart, çevresel performansla ilgili herhangi bir sınırlama içermemektedir. Ancak kuruluşların kontrol altında tutabildikleri çevresel etkilere uygulanır.
ÇYS lerinin her ikisi de her büyüklükteki kuruluşa ve her tip faaliyete rahatlıkla uygulanabilmektedir. Standarda göre, kuruluşun kendisi bir çevre politikası oluşturmalı, bu politikaları gerçekleştirmek için hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için gerekli metotları belirlemelidir.
3.2. Tanımlar
Standardın açıklanması esnasında kullanılacak olan terimler için aşağıdaki tarifler verilmektedir.
` Sürekli İyileştirme: Kuruluşun, çevre politikalarına uygun olarak toplam çevresel performansını iyileştirmek amacıyla çevre yönetim sistemini geliştirmesidir.
` Çevre: Kuruluşun faaliyet gösterdiği, hava, su, toprak, doğal kaynaklar, flora, fauna, insan ve bunlar arasındaki ilişkileri içeren ortam.
` Çevresel Unsur: Kuruluşun çevre ile etkileşen faaliyet, ürün ve hizmetleri.
` Çevresel Etki: Kuruluşun faaliyet, ürün ve hizmetleri sonucu çevrede oluşabilecek kısmi ya da geniş kapsamlı, faydalı ya da zararlı her tür değişiklik.
` Çevre Yönetim Sistemi (ÇYS): Çevre politikasını oluşturmak, uygulamak, hayata geçirmek, gözden geçirmek ve devam ettirmek için kuruluşun yapısını, planlanan faaliyetleri, sorumlulukları, uygulamaları ve kaynakları içeren toplam yönetim sisteminin bir bölümü.
` ÇYS Denetimi: Kuruluşun ÇYS’nin kuruluş tarafından belirlenen denetim kriterlerine uygunluğunu tespit etmek ve sonuçları yönetime iletmek için objektif olarak delilleri elde etme, değerlendirme, kontrol edip onaylama ve dökümante etme işlemi.
` Çevresel Amaç: Kuruluşun, mümkünse rakamlarla ifade edilebilen ve gerçekleştirmek üzere kendisi için belirlediği genel çevresel gayelerdir.
` Çevresel Performans: ÇYS’nin, çevresel unsurların kontrolü ile, çevre politika, amaç ve hedeflerinde ulaştığı ölçülebilir sonuçlardır.
` Çevre Politikası: Kuruluşun, genel çevresel performansıyla ilgili amaç ve prensiplerini ortaya koymak amacıyla, faaliyetleri ile ilgili çevresel amaç ve hedeflerini belirlemek üzere yaptığı beyandır.
` Çevresel Hedefler: Mümkünse rakamlarla ifade edilebilen, kuruluşun tamamı veya bir bölümü için belirlenen çevresel amaçların gerçekleştirilmesi için belirlenmesi ve ulaşılması gereken basamaklardır.
` İlgili Taraflar: Kuruluşun çevresel performansıyla ilgilenen veya bundan etkilenen birey ya da gruptur.
` Kuruluş: Kendi görevleri ve yönetimi olan; şirket, anonim şirket, firma, otorite, enstitü ya da bunların bir bölümü veya kombinasyonudur.
` Kirlenmenin Önlenmesi: Kirlenmeyi azaltmak ve kontrol etmek amacıyla yeniden kullanma, geri kazanma, arıtma, proses değişikliği, kaynakların etkin kullanımı ve hammadde değişikliğini de içeren işlem, uygulama, madde ve ürünlerin kullanımıdır.
3.3. Çevre Yönetim Sistemi Kurma Aşamaları
3.3.1. Üst Yönetimin Taahhüdü, Çevreyle İlgili Konuların Gözden Geçirilmesi
Bir ÇYS’nin kurulması için ilk olarak yapılması gereken üst yönetimin taahhüdünü almaktır. Ancak bu şekilde kuruluşun faaliyet, ürün ve hizmetlerinin çevresel etkilerinin belirlenmesi ve kontrol altına alınması amacıyla yapılacak faaliyetler başarıya ulaşabilir. Üst yönetimin taahhüdü alındıktan sonra, ÇYS’ni kurmadan önce kuruluşun çevresel açıdan mevcut durumu belirlenmelidir.
Gözden geçirme işlemi gerçekleştirilirken dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda verilmektedir :
` Kuruluşun yaptığı faaliyet sebebiyle çevre mevzuatında yer alan ve uymak zorunda olduğu şartların belirlenmesi.
` Kuruluşun önemli çevresel etkilerinin belirlenmesi.
` Kuruluşun mevcut prosedürlerinin ve varsa ÇYS’nin incelenmesi.
` Kuruluşun geçmişte çevresel açıdan geçirdiği kazaların ve mevzuata ya da mevcut politika ve prosedürlere uygun olmayan faaliyetlerinin incelenmesi.
Çevresel gözden geçirme işlemi, kuruluşun çevresel amaç ve hedeflerinin belirlenmesinin temelini teşkil eder. ÇYS’nin belgelendirilmesi esnasında tetkik edilen bir kısım değildir.
Çevresel gözden geçirme işlemi esnasında incelenebilecek bazı konular aşağıda verilmektedir:
` Çevresel performansın iyileştirilebileceği alanlar
` İlgili tarafların konuya bakışı
` Kanuni zorunluluklar
` Mevzuatta olabilecek değişiklikler
` Uygun kaynaklar ve çevreyle ilgili bilgiler
` Çevreyle ilgili kayıtlar
` Çevreyle ilgili fayda/maliyet analizleri
` Çevreyle ilgili dahili ve harici yazışmalar
` Çevre eğitim planları
` Ürün ve hizmetlerin çevresel etkileri
` Tasarım ve pazarlama aşamalarında çevre ile ilgili göz önünde tutulan hususlar
` Kaynak ihtiyacı (enerji, yakıt, hammadde vs.)
` Atıkların azaltılması/Geri dönüşüm metotları
` Zararlı proseslerin kullanımı
` Zararlı hammadde ve ürünlerin kullanılması ve uzaklaştırılması
` Ulaşım alternatifleri
` Doğanın korunması
` Şikayetler, bunların kaydedilmesi ve takibi
` Görsel etkiler, koku ve gürültü
` Yan sanayicilerin çevre konusundaki duyarlılıkları
` Potansiyel acil durumlar için çevresel tehlike ve risk değerlendirmesi
` Acil durumların çevresel etkileri
` Yatırım politikalarının çevresel etkileri
3.3.2. Sistemin Kurulması
Bu aşamada standartta belirtilen şartlara uygun olarak ÇYS’nin altyapısı oluşturulur. Standardın anahtar maddeleri aşağıda verilmektedir :
` Kuruluşun faaliyet, ürün ve hizmetlerinden çevresel etkileri olan veya olabilecek olanların belirlenmesi ve değerlendirilmesi
` Çevre politikasının oluşturulması
` Çevreyle ilgili prosedürlerin ve el kitabının hazırlanması
` Belirlenen hedeflere uygun olarak çevresel performans, ilgili mevzuat, prosedür ve işlemlerle ilgili dökümantasyon
3.3.3. Tetkik ve Belgelendirme
ÇYS tetkikleri iki aşamada gerçekleştirilmektedir :
` Ön tetkik
` Belgelendirme tetkiki
3.3.3.1. Ön Tetkik
ÇYS’nin daha iyi anlaşılması ve belgelendirme tetkikinin planlamasına yardımcı olmak amaçlanmaktadır. Ön tetkik aşamasında dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda verilmektedir :
` ÇYS’nin tetkik edilebilirliğinin değerlendirilmesi
` Dökümanların gözden geçirilmesi esnasında, oluşturulan prosedürlerin performansının değerlendirilmesi
` Dökümanların gözden geçirilmesi ve belgelendirme tetkiki aşamaları için kaynak oluşturulması
3.3.3.2. Belgelendirme Tetkiki
ÇYS’nin, kuruluşun kendisi tarafından oluşturulan politika ve prosedürlere uygunluğunun tespiti amaçlanmaktadır. Oluşturulan ÇYS’nin kuruluşun çevresel performansını iyileştirmek amacıyla tasarlandığı ve buna yeterli olduğu, kanuni zorunluluklara uyduğu garanti altına alınmalıdır. Belgelendirme tetkiki esnasında dikkat edilecek hususlar aşağıda verilmektedir:
` Kuruluşun çevresel etkilerinin tanımlanması ve değerlendirilmesi
` Olumsuz çevresel etkileri azaltmak için belirlenen çevresel amaç ve hedefler
` Çevresel amaç ve hedeflere ulaşmak için belirlenen gözlem, ölçüm, rapor oluşturma, gözden geçirme faaliyetleri
` Önemli çevresel unsurlar ve etkiler için belirlenen kontroller
` ÇYS’nin uygunluğunun sağlanması için yapılan tetkikler
3.4. Çevre Yönetim Sisteminin Gereklilikleri
3.4.1. Gerekliliklerin Genel Çerçevesi
Çevre yönetim sisteminin gereklilikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir :
` Çevre Yönetim Sistemi
` Çevre Politikası
` Planlama
` Uygulama ve İşletme
` Kontrol, Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler
` Çevre Yönetim Sisteminin Gözden Geçirilmesi
3.4.2. Çevre Yönetim Sistemi
Kuruluş, faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmak ve kontrol altında tutmak amacıyla gereklilikleri aşağıda ayrıntısıyla anlatılacak olan bir ÇYS oluşturmalıdır. Kuruluşun kendisi tarafından oluşturulan ÇYS, kuruluşun bir bölümüne veya tamamına uygulanabilmektedir. Toplam çevresel performansın artmasını sağlamak için düzenli olarak gözden geçirilmelidir.
3.4.3. Çevre Politikası
Çevre politikası; kuruluşun üst yönetimi tarafından oluşturulmalı, desteklenmeli, düzenli olarak gözden geçirilmeli, geliştirilmeli ve dökümante edilmelidir. Kuruluş, çevre politikası ile toplam çevre performansındaki gelişme ve iyileşmeyi garanti etmeli, ayrıca yürürlükteki mevzuata uymayı taahhüt etmelidir. Çevre politikası, kalite, sağlık ve iş güvenliği gibi diğer kuruluş politikaları ile uyumlu olmalıdır. Çevre politikası, herkesin anlayabileceği sade ve açık bir dille oluşturulmalıdır. ÇYS’nin oluşturulması aşamalarının en önemlilerinden biri çevre politikasının oluşturulmasıdır. Oluşturulacak olan çevre politikası için aşağıdaki şartlar sağlanmalıdır :
` Kuruluşun faaliyetleri, ürünleri, hizmetleri, bunların içeriği ve çevresel etkileriyle uyumlu olmalıdır.
` Kuruluşun toplam çevresel performansının iyileştirilmesini ve geliştirilmesini taahhüt etmelidir.
` Kuruluş yürürlükteki kanun ve yönetmeliklere, kuruluşun tabi olduğu diğer tüm limitlere uyacağını taahhüt etmelidir.
` Kuruluşun çevresel amaçlarının ve hedeflerinin belirlenmesi ve denetlenmesi için bir iskelet görevi görmelidir.
` Kuruluş tarafından dökümante edilmeli, uygulanmalı, devam ettirilmeli, uygulanmalı, devam ettirilmeli ve tüm çalışanlara duyurulmalıdır.
` Kamuoyu tarafından ulaşılabilir olmalıdır.
` Kuruluşun tüm çalışanları tarafından anlaşılmalı, benimsenmeli ve uygulanmalıdır.
Çevre politikasında yer alabilecek çevresel performansı iyileştirme hedeflerine örnek olarak aşağıdakiler sıralanabilir :
Ürünler:
` Kullanılan hammadde miktarının azaltılması
` Çevresel etkileri açısından daha az olumsuzluklar içeren alternatif hammaddelerin kullanılması
` Ürünlerin geri dönüşüm olanaklarının arttırılması
` Atıkların yeniden kullanımının sağlanması
` Daha az ambalaj kullanılması
` Geri dönüşüm ve yeniden kullanma imkanları veren alternatif ambalaj malzemelerinin kullanılması
` Nakliye ve taşımacılıkta verimin arttırılması
` Üretimi, kullanımı ve yok edilmesi sırasında oluşacak olumsuz çevresel etkileri en aza indirilecek ürünlerin üretilmesi.
Prosesler:
` Daha az doğal kaynak ve malzeme kullanan verimli teknolojilerin kullanılması
` Malzemelerin yeniden kullanımının ve geri kazanımının sağlanması
` Oluşan atık miktarının azaltılması
` Atık ürünlerin geri dönüşümünün sağlanması
` Çevresel kazaları önleme planlarının yapılması
Doğal Kaynaklar:
` Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması
` Yenilenebilir hammadde kaynaklarının kullanılması
` Geri dönüşümlü hammaddelerin kullanılması
` Tedarikçilere çevre dostu hammadde üretimlerini geliştirmeleri konusunda baskı yapılması
` Enerjinin geri kazanılması ve tekrar kullanılması
Eğitim/İletişim:
` Çalışanlar, tedarikçiler, taşeronlar, müşteriler ve halk için bilinçlendirme programları
3.4.4. Planlama
3.4.4.1. Çevresel Etkiler
Kuruluş, dolaylı veya doğrudan çevresel etkileri olan faaliyet, ürün ve hizmetlerini belirlemelidir. Kuruluşun kendisi tarafından kontrol edilebilen ya da etkilenebilen çevresel unsurları belirlemek için bir prosedür oluşturulmalıdır. Bu çevresel unsurların, çevresel amaçlar göz önünde bulundurularak incelenmesi ve elde edilen bilgilerin sürekli güncelleştirilmesi sağlanmalıdır. Oluşturulması istenen prosedürler aşağıdaki konuları içermelidir :
` Atmosfere verilen kontrollü ve kontrolsüz gaz atıklar
` Katı atıklar
` Toprak kirliliği
` Toprak, su, yakıt, enerji ve diğer kaynakların kullanımı
` Gürültü, koku, toz, titreşim ve görsel etkiler
` Ekosistem de dahil olmak üzere çevrenin belli bölgelerindeki etkiler
` İnsanların maruz kaldığı etkiler
Prosedürler oluşturulurken göz önünde bulundurulması gereken noktalar şunlardır :
` Normal çalışma saatleri
` Kuruluşun faaliyetlerinin durdurulduğu veya yeni başlatıldığı zamanlar da dahil olmak üzere anormal çalışma şartları
` Kazalar, beklenmeyen durumlar ve muhtemel acil durumlar
` Geçmişte gerçekleştirilen, halen devam eden ve planlanan faaliyetlere bağlı çevresel etkiler
3.4.4.2. Yasal ve Diğer Zorunluluklar
Kuruluş, faaliyet, ürün ve hizmetlerinin çevresel etkileri ile ilgili kendisine uygulanabilecek yasal zorunlulukları ve kendi rızasıyla uymayı kabul ettiği kısıtlamaları tespit etmeli ve bunlarla ilgili prosedürler oluşturmalıdır. Yasal zorunluluklar, planlamayı, deşarj kısıtlamalarını ve proses izinlerini kapsar. Kuruluşun çevre politikası; holding politikaları, proses ve ürünlerle ilgili standartlar da göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır. Örneğin, oluşan atıkların azaltılması veya enerji tasarrufu gibi.
3.4.4.3. Çevresel Amaç ve Hedefler
Kuruluş, faaliyet ve hizmetlerinin her aşamasındaki çevresel amaç ve hedefleri belirlemeli, bunları dökümante edip sürekliliğini sağlamalıdır. Çevresel amaç ve hedeflerin belirlenmesi ve gözden geçirilmesi aşamasında mevcut kanuni ve idari zorunluluklar, çevresel etkilerin değerlendirilmesi, finans ve teknoloji durumu göz önüne alınmalıdır. Amaç ve hedefler kuruluşun çevre politikasıyla uyumlu olmalıdır. Ayrıca ulaşılabilir ve ölçülebilir olmalıdır. Çevresel amaç ve hedefler çevresel performansta sürekli artış ve gelişme taahhüt etmelidir. Sürekli gelişme ve iyileşmenin hedeflendiği alanlarda yapılması gereken faaliyetler belirlenmeli ve fayda/maliyet analizleri yapılmalıdır. Mümkün olan durumlarda en iyi teknoloji kullanılmalıdır.
3.4.4.4. Çevre Yönetim Programı
Kuruluş, belirlediği amaç ve hedeflere ulaşmak için bir program oluşturmalıdır. Bu programın hazırlanması ve uygulanması, kuruluşun çevre politikasına uygun olarak gerçekleştireceği faaliyetlerde anahtar rolünü oynamaktadır. Bu programın kapsamı aşağıda verilmektedir :
a) Kuruluşun ilgili her kademe ve bölümünde belirlenen hedeflere ulaşılmasını sağlamak için sorumluluklar tayin edilmelidir.
b) Hedeflere ulaşılabilmesi için gerekli araçlar tanımlanmalıdır. Hedefleri gerçekleştirme zaman ve süreleri tayin edilmelidir.
Çevre yönetim programı;
` Kuruluşla ilgili bir gelişme veya değişiklik; ürün, hizmet ve faaliyetlerle ilgili bir proje olması halinde ÇYS’nin bu değişimlere adapte olabilmesini temin amacıyla değiştirilebilir olmalıdır.
` Zaman çizelgesi ve çevre politikasının uygulanmasından sorumlu personelle ilgili hususları da içererek kuruluşun hedeflerine nasıl ulaşacağını belirtmelidir.
` Çevre açısından yeni faaliyetlerle ilgili bir gözden geçirme işlemini ihtiva etmelidir.
` Ulaşılacak hedefler, bu hedeflere ulaşma mekanizması, ulaşma süresi, hedeflere ulaşılmasını sağlayacak kontrol mekanizması ve bu programın uygulanmasından sorumlu kişiler hakkında bilgi vermelidir.
` Tutarlı, organize, verimli, ekonomik, mevcut teknolojiyi uygulayan ve dökümante edilmiş bir program olmalıdır.
` Mevcut kanuni zorunluluklara ve önceden tanımlanan çevresel risklerin kontrolüne dair spesifikasyonlara uygun olmalıdır.
` Planlama, tasarım, üretim, pazarlama, kullanılamaz hale gelen ürünlerin atılması gibi hususları içerebilir.
3.4.5. Uygulama ve İşletme (Operasyonlar)
3.4.5.1. Yapı ve Sorumluluk
Kuruluş, ÇYS’nin etkinliğini sağlamak amacıyla, çevre üzerinde önemli etkisi olan veya olabilecek olan faaliyetleri yöneten, yürüten, kontrol eden kişileri, bu kişilerin görev, sorumluluk ve yetkilerini, birbirleriyle olan ilişkilerini belirlemeli ve bunları dökümante etmelidir. Bu kapsamda üst yönetim tarafından yerine getirilmesi gereken yükümlülükler vardır. Üst yönetim; ÇYS’nin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi ve kontrolü için gerekli kaynakları ve personeli temin etmeli, bu konuda bir taahhütte bulunmalı ve belirli sorumluluk, görev ve yetkilerle donatılmış bir yönetim temsilcisi belirlemelidir. Üst yönetimce belirlenen yönetim temsilcisi; kuruluşun çevresel etkileri hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Bu kişi ÇYS’nin kurulmasından, uygulanmasından, devem ettirilmesinden, gözden geçirilmesinden ve icraattaki başarının üst yönetime rapor edilmesinden sorumludur.
3.4.5.2. Eğitim, Bilinçlendirme ve Beceri Kazandırma
Kuruluş; eğitim ihtiyacının tespiti için bir prosedür oluşturmalı, eğitim ihtiyacını tespit etmeli ve eğitimin sürekliliğini sağlamalıdır. Bu amaçla tüm çalışanlarını ve özellikle görevleri itibariyle çevresel açıdan önemli etkilere sahip olan çalışanlarını uygun bir eğitimden geçirmelidir. Taşeron firmalar da ÇYS’nin gerekleri konusunda bilgilendirilmelidir. Bu konuyla ilgili dökümantasyon oluşturulmalıdır.
Kuruluşun vereceği eğitim ile tüm çalışanlar;
a) Çevre politikası ve hedeflerini anlamalı ve benimsemelidir.
b) Çevre politikası ve ÇYS’nin gereklerine uymanın önemini bilmelidir.
c) Çevre konusunda bilinçlendirilmeli ve görevleriyle ilgili faaliyetlerin çevresel etkileri konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
d) ÇYS’nin gereklerini yerine getirme aşamasındaki görev, yetki ve sorumluluklarını bilmelidir.
3.4.5.3. İletişim
Kuruluş; ÇYS, çevresel unsurlar ve bunların çevresel etkileri ile ilgili dahili ve harici yazışmaları ve iletişimi yürütmek amacıyla bir prosedür oluşturmalı ve bunun sürekliliğini sağlamalıdır. Oluşturulan prosedür, kuruluş bünyesindeki çeşitli birimler arasındaki dahili iletişimi, kuruluşa ilgili taraflardan gelen haber ve belgelerin kabulü, dökümantasyonu ve cevaplandırılmasını içeren harici iletişimi düzenlemeyi amaçlar.
İletişim konusundaki genel prensipler aşağıda verilmektedir :
` Kuruluş çevresel riskler konusunda açık olmalıdır.
` Kuruluş, yaptığı üretimin çevresel riskleri konusunda komşularını bilgilendirmelidir.
` Olağanüstü halleri ve bu hallerde yapılması gerekenleri açıklayan bilgileri düzene koymalıdır.
` Herhangi bir olağanüstü hal karşısında tüm dahili ve harici ilgililerin bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.
` Olağanüstü hallerle ilgili tatbikatlar yapılmalı, eğitimler verilmelidir.
3.4.5.4. Çevre Yönetim Sisteminin Dökümantasyonu
ÇYS’nin kurulabilmesi için kuruluşun; tanımladığı ve değerlendiği çevresel etkilerini, oluşturduğu çevresel etki sicilini, uyduğu mevcut kanuni zorunlulukları, oluşturduğu çevre politikasını, belirlediği çevresel amaç ve hedefleri dökümante etmesi gerekmektedir. Standarda göre kuruluş tüm oluşumları bir araya getirip dökümante ederek bir sistem oluşturmalıdır.
ÇYS dökümanları aşağıda sıralanmaktadır :
aşama : El kitabı
aşama : Sistem prosedürleri
aşama : Teknik talimatlar
aşama : Veri, kayıtlar, vs.
Dökümanlar; ÇYS’nin varlığının ve ÇYS’nin belirlenen çevresel etkilere göre uygunluğunun onaylanabilmesi için yeterince detaylandırılmalıdır.
El Kitabı: Kuruluş tarafından hazırlanabilen, hazırlanması zorunlu olmamakla beraber hazırlanması halinde üçüncü şahısların ÇYS’ni tanımalarını kolaylaştıracak olan el kitabı aşağıdaki bilgileri içermektedir:
a) Çevre politikası, amaç, hedef ve programını ortaya koyar.
b) Görev, yetki ve sorumlulukları bildirir.
c) ÇYS elemanlarının birbirleriyle olan ilişkilerini tanımlar.
d) İstendiğinde ilgili dökümanlara ulaşmayı sağlar.
e) ÇYS’nin diğer yönlerini açıklayıcı bilgiler verir.
Sistem Prosedürleri: Kuruluş, standardın maddelerinin gereklerine göre, kendi faaliyetlerini anlatan dökümanlar oluşturmalıdır.
Teknik Talimatlar: Kuruluşun faaliyetlerinin; çalışma, test ve izleme metotlarını açıklayan teknik dökümanlardır.
3.4.5.5. Doküman Kontrolü
Kuruluş, ÇYS’nin gereği olarak oluşturulan tüm dökümanların kontrolüne imkan veren prosedürler oluşturulmalı, uygulamalı ve sürekliliğini sağlamalıdır.
Bu dökümanlar :
a) Kuruluşun tüm faaliyet ve bölümleri için ÇYS standardı ile ilgili tanımları içermeli ve anlaşılır olmalı
b) Periyodik olarak gözden geçirilmeli, gerekliyse revize edilmeli ve yetkili kişilerce onaylanmalı
c) Sistemin etkin bir şekilde işleyebilmesi için kullanıldığı yerlerde geçerli kopyaları bulunmalı
d) Yürürlükten kalkan dökümanlar, bulundukları yerlerden uzaklaştırılmalı
e) Tarihli, imzalı, onaylı kopyalar halinde hazırlanmalı ve hukuken zorunlu olan süre boyunca saklanmalıdır.
3.4.5.6. Proses Kontrolü
Kuruluş; önemli çevresel etkileri olan veya gelecekte olması muhtemel faaliyet, hizmet ve proseslerini belirlemeli ve bunları kontrol altında tutacak planlar hazırlanmalıdır.
Bu kapsamda aşağıdakiler gerçekleştirilmelidir :
a) ÇYS el kitabına ve bu kitapta referans gösterilen belgelere uygun olarak prosedür ve iş talimatları hazırlanmalı
b) Prosedür ve iş talimatlarında; tüm çalışanların, kuruluşun çevre politikasına uygun olarak, ilişkileri belirlenmeli
c) Atıksu deşarjı, atık uzaklaştırması gibi konularla ilgili tespitler yapılmalı ve bu faaliyetler kontrol altında tutulmalı
d) Planlanan proses ve ekipmanlar onaylanmalı
e) Standarda uygun performansın sağlanması için kriterler belirlenmelidir.
3.4.5.7. Acil Duruma Hazırlık
Kuruluş; olması muhtemel acil durumları ve kazaları önceden tanımlamalı, bu durumlarda oluşabilecek çevresel etkileri önleyici prosedürler oluşturmalı, uygulamalı, sürekliliğini sağlamalı ve dökümante etmelidir. Acil durumların ve kazaların oluşması halinde, hazırlanmış bulunan prosedürler gözden geçirilmeli, gerekiyorsa revize edilmeli ve mümkünse tatbikatlar yapılmalıdır.
3.4.6. Kontrol Etme ve Düzeltici Faaliyetler
3.4.6.1. İzleme ve Ölçüm Faaliyetleri
Kuruluş; her kademesindeki kontrol, izleme, ölçme ve deneylerin yeterli seviyede organize edildiğinden ve etkin olarak uygulandığından emin olmak için bir prosedür oluşturmalı ve sürekliliğini sağlamalıdır. Standarda göre, kuruluş, çevre politikasına uygun hareket etmeli, mevcut mevzuata uymalı ve çevresel performansını sürekli geliştirmelidir. Bu şartların yerine getirilmesi oluşturulacak bir kontrol mekanizması ile sağlanmalıdır.
Kontrol mekanizmasının kapsamı aşağıda verilmektedir :
` Ölçümler ve deneyler
` İzleme
` Ekipmanların kalibrasyonu
` Fabrika ve ekipmanların bakımı
` Taşeronların ve satın almanın kontrolü
` Çevresel performansın; çevresel amaç ve hedeflere, mevcut mevzuata ve çevre politikasına uygunluğunun kontrolü
3.4.6.2. Uygun Olmayan Durumlar, Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler
Kuruluş; ortaya çıkması muhtemel olumsuz çevresel etkileri önleyici faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için yetki, görev ve sorumlulukları belirlemelidir. Bu faaliyetler için her faaliyetin yönetimi tarafından bir prosedür oluşturulmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır. Oluşturulacak prosedür aşağıdaki özellikleri taşımalıdır :
` Uygunsuzlukların nedenleri tespit edilmeli
` Önleyici faaliyetlerin planı hazırlanmalı
` Önleyici faaliyetlerin etkinliğini sağlamak için gerekli kontroller yapılmalı
` Önleyici faaliyetler sonucu yapılan değişikliklerin kaydı tutulmalı
3.4.6.3. Çevre Yönetim Sistemi Kayıtları
Kuruluş; ÇYS ile ilgili elde edilen verilerin ve çevresel açıdan yapılması planlanan faaliyetlerin kayıtlarının tutulması için bir prosedür oluşturmalı ve sürekliliğini sağlamalıdır. Bu kapsamda, ÇYS kayıtlarının oluşturulması, indekslenmesi, dosyalanması, saklanması ve yok edilmesi gibi işlemler tanımlanmalıdır.
3.4.6.4. Çevre Yönetim Sistemi Denetimleri
Kuruluş; ÇYS’nin denetlenmesine ait prosedürler oluşturmalı ve sürekliliğini sağlamalıdır.
Bu denetimler aşağıdaki şartları sağlamalıdır :
` Çevre yönetim faaliyetlerinin, çevre yönetim el kitabına, programına, prosedür ve talimatlara uygunluğu ve etkinliği denetlenmelidir.
` ÇYS’nin kuruluşun çevre politikasına uygun bir şekilde hizmet verip vermediği denetlenmelidir.
Denetim programı; kuruluşun yapısı, prosedürleri, faaliyet alanları, prosesleri, çevresel performansı hakkında bilgi vermelidir. Denetim aralıkları, daha önceki denetim sonuçları da dikkate alınarak, denetlenecek faaliyetin çevresel etkileriyle orantılı olmalıdır. Denetlemede; kontrol listeleri, soru-cevap, ölçüm, gözlem metotlarından faaliyetin yapısına uygun olanı seçilebilir. Denetimi yapacak kişiler; denetlenecek faaliyetten bağımsız çalışmalı ve gerekli eğitimden geçmiş olmalıdır.
Denetleme esnasında dikkat edilmesi gerekenler aşağıda verilmektedir :
` Çevre sicilinde belirtilen çevresel etkiler
` Çevre politikası, çevresel amaç ve hedefler
` Çevre programı
3.4.7. Çevre Yönetim Sisteminin Gözden Geçirilmesi
Kuruluş üst yönetimi; ÇYS’nin standartta istenen şartlara uygunluğunu, verimliliğini, etkinliğini ve sürekliliğini garanti altına almak için belli aralıklarla gözden geçirme faaliyetlerini düzenlemeli ve dökümante etmelidir.
Çevre politikası, çevresel amaç ve hedefler de gözden geçirme aşamasında dikkate alınmalıdır.
Gözden geçirme işlemi aşağıdakileri kapsamalıdır :
` Denetim sonuçları
` Çevresel amaç ve hedeflerde ulaşılan nokta
` ÇYS’nin hala uygun olup olmadığı
` İlgililerin konu hakkındaki görüşleri
4. İŞ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ YÖNETİM SİSTEMİ
Dünyada yaşayan canlılar içinde olağanüstü özelliklere sahip insanın verimli düşünmesi, düşündüklerini uygulaması ve üretken olan vasıflarını ortaya koyabilmesi ancak biyolojik, fizyolojik ve ruhsal sağlık açısından açıdan eksikliği olmamasına bağlıdır. Yani insan açısından hayatını devam ettirme ve katma değer yaratma sürecinde en önemli husus sağlıktır.
Bu sebeptendir ki, sağlık dünyada ve ülkemizde, bir uğraş alanı, bir sektör olmuştur. Ancak tüm az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan ülkelerde bu sektörden hizmet alanlar tatmin noktasında mutlu olamadığı gibi, gereksiz çatışmalarla karşı karşıya kalmışlardır. Ülkemizde yıllar yılı devlet denetiminin yönetimi altında faaliyetlerini sürdüren bu sektörün, son 5-10 yıldan beri yoğun olarak düşündüğümüz ve tartıştığımız özelleştirme programı kapsamında düşünülmesinin temel nedeni de burada yatmaktadır (Özcan, 1997).
Kalitenin ne olduğu sorusuna verebilecek birçok cevaplar bulunmaktadır. İmalat sektöründe, kalite başarı için temel bir gerekliliktir. Rekabetin hızla arttığı günümüz ekonomisinde, kuruluşların varlıklarını sürdürebilmesinin şartının sadece müşteri istek ve beklentilerine uygun mal ve hizmet üretmesine bağlı olduğu artık herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Bu yüzden sanayi sektöründe kalitenin tanımlanması konusundan konusunda problem yoktur.
Kuruluşlar sağlık ve güvenlik konularına yatırım yapmanın sadece maliyetleri azaltmakla kalmayıp aynı zamanda rekabet ortamında iş verimliliklerini arttırdığını görerek bu konuya gereken önemi vermeye başlamışlardır. Sağlık ve güvenlik, ferdi işletmelerden, büyük ve çok uluslu organizasyonlara kadar her ölçekteki işletmeyi etkilemektedir. İş sağlığı ve iş güvenliği yönetim sistemi, etkin bir yönetim anlayışı sayesinde kimi zaman süratli ve basit bir biçimde önemli boyutlarda finansal kazanç sağlayacak bir alandır. Maliyetlerin büyük bir kısmı etkin olmayan, iyi yönetilmeyen iş sağlığı ve iş güvenliği yönetim sistemlerinden ortaya çıkmakta, çoğu zaman da normal işletme maliyetleri olarak kabul edilip dikkati çekmektedir.
İş sağlığı ve iş güvenliği yönetim sistemi ile çalışmanın asıl kazancının finansal boyutunun yanında insani boyutunun büyüklüğü ve etkisi de hiçbir zaman unutulmamalıdır. Bazen bir kaza yaşayanın kendisi, bazen de ailesi, yakınları hatta çalıştığı şirketin yönetimi olaydan kötü bir şekilde etkilenmekte ve bu etki hayatları boyunca da devam etmektedir. Tabii ki çekilen acının, üzüntünün ve kederin maliyeti finansal olarak ifade edilemez. Uzuv kaybı veya ölümle sonuçlanan bir kazada geriye dönüş yoktur.
Kuruluşların, konuyla ilgili politika ve hedeflerini, sorumluluklarını ve iş akışlarını tanımlamalarının yanı sıra, iç denetimlerini sistematik bir yapı içerisinde gerçekleştirmeleri, çalışanların ve toplumun riskinin azaltılmasını sağlayacağı gibi, aynı zamanda hem yasal gereklerin takibini beraberinde getirecek hem de çalışanları bilinçlendirecektir.
OHSAS 18001; çalışanların sağlığını ve güvenliği anlayışı içinde oluşturulmuş yönetim sistemi standardı bu sistematik yapının üçüncü taraflarca belgelendirilmesine esas 1999 yılında yayınlanmış, ulusal bir standarttır. En büyük yararlarından birisi, risklerin azaltılmasına bağlı olarak çalışanların motivasyonunun ve iş performansındaki artış ile pazardaki güvenilirlik imajı, ayrıca pozitif etkilerden biridir.
Kalite ve Çevre Yönetim Sistemlerine çok benzer olarak hazırlanmış OHSAS 18001 çalışma sağlığı ve iş güvenliği sistemi kuruluşların risklerinin minimuma indirilmesi, çalışanların bilinçlendirilmesi, eğitimleri ve yasal konuların sistematik takibinde önemli bir araç olarak diğer sistemlerden bağımsız kurulabildiği gibi entegre olarak da kurulabilir.
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Standardının temelini BS 8800 (BSI), Safety Cert (BVQI), ISA 2000 (SGS), OHSMS (DNV) ve SR 320 (NSAI) oluşturmaktadır. OHSAS 18001’in amacı, güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamının yönetilmesidir. ISO 9000 ve ISO 14001 ile benzer yaklaşımda sürekli ve önleyici çözümler getirir. BS 8800 ve HS (G) 65 gibi kılavuz materyallerle uyumludur.
İyi bir güvenlik sisteminin uygunluğu, olabilecek kaynakların en uygun şekilde kullanımından emin olunmasını sağlar. OHSAS 18001’in faydaları şunlardır:
` Çalışanların motivasyonunda artış.
` Operasyon maliyetlerinde azalış.
` Sigorta priminde düşüş.
` Davalara sebep olabilecek kaza riskinde azalış.
` Mesleki sağlık ve iş güvenliği ile ilgili çabaların gösterilmesinde artış.
` Kaza maliyetlerinde düşüş.
` Güçlendirilmiş firma imajı (SGS, 1999).
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Standardı ‘nın güvenlik sisteminin uygulanması üç temel fazdan oluşur.
Birinci faz; ön gözden geçirme; sürekli gelişimin programlanabilmesi için uygunluk seviyesinin belirlenebilmesi için bir seçim prosesidir. Örneğin; İngiltere’de iş yerinde sağlık ve Güvenlik Yönetmeliklerinin yasal bir gerekliliğidir.
İkinci faz; sistemin kurulması, temel olarak gözden geçirilmeye dayalıdır. Belirlenecek elementler aşağıdakileri içerir:
` İş sağlığı ve iş güvenliği politikası ve liderlik.
` Organizasyon, çalışanlar ve eğitim.
` Güvenli işlem prosedürleri, güvenlik kuralları, iş izni sistemini ve uygulanmasını sağlayabilecek operasyonel kontrol.
` İş sağlığı ve iş güvenliği el kitabı ve dokümantasyon.
` Operasyonel (özellikle mesleki sağlık, tasarım proje güvenliği, satın alma ve taşeronlarla ilgili) kontroller.
` Muayene ve önleyici faaliyet, araştırma ve düzeltici faaliyetler.
` Acil durumlarla ilgili pratikler ve tatbikatlar.
` Güvenlik yönetim kayıtları, tetkikler ve gözden geçirmeler.
Üçüncü faz; iş sağlığı ve iş güvenliği yönetim sisteminizin tetkik edilmesidir. Bu bir masa çalışmasını ve daha sonra uygulamaların sahada doğrulanmasını içerir. Başarılı olunduğunda, sertifikasyon, OHSAS 18001’in gerekliliklerine uyumu gösterir.
OHSAS 18001 dışında ayrıca ISA 2000 (International Safety Audit) Mesleki Sağlık ve Güvenlik Sistemi Standardı bulunmaktadır. Uluslararası Güvenlik Yönetimi Organizasyonu (International Safety Management Organization Ltd.) (ISMOL) tarafından hazırlanmış gönüllü bir standarttır. Amacı, iş gücünün çalışma ortamındaki güvenlik ve sağlık ihtiyaçlarını belirlemek, güvence altına almak ve sürekliliğini sağlamaktır.
OHSAS 18001, öncelikle ağır ve tehlikeli işyerleri için BSI tarafından geliştirilen, tüm dünyada kabul görmüş ve risk analizine dayalı bir yönetim sistemidir. OHSAS 18001 Şartnamesi, iş kazası ve meslek hastalıklarını en aza indirmek; işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasal yükümlükleri yerine getirmek isteyen işyerleri için karşılanması gereken şartları içerir.
Bu yönetim sistemi, zararla sonuçlanabilecek olası tehlikelerin önceden tespitini ve gerekli önlemlerin alınmasını hedeflemektedir. ISO 9000 uyumludur. Böylece mevcut kalite sistemi, OHSAS 18001’i de içerecek tarzda daha da nitelikli hale gelmektedir. İsteyen işyerleri, OHSAS 18001'e göre oluşturdukları yönetim sistemini belgelendirebilirler.
Böyle bir yönetim sisteminin yürütülmesiyle, iş kazası ve meslek hastalıklarının oldukça yüksek maliyetleri en aza indirilebilmektedir. İhracatta Avrupa Birliği (AB)'nin mevzuat dışı engellemelerine mani olunabilmektedir. Rakiplere karşı, gerektiğinde üstünlük sağlanmaktadır.
Resmi makamlar önünde, kuruluşun iş güvenliğine olan duyarlılığı kanıtlanabilmektedir. Çalışan memnuniyeti artmaktadır. OHSAS 18001, nisan 2001'de TSE tarafından Türk standardı olarak kabul edilmiştir. (TS 18001)
OHSAS 18001'in maddeleri aşağıda verilmektedir:
` Genel Şartlar: Kuruluş, bu şartnamede yer alan şartları karşılayacak biçimde bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Yönetim Sistemi kurup sürdürmelidir.
` İSİG Politikası: Kuruluşun en üst makamı tarafından onaylanmış bir İSİG politikası olmalıdır.
` Planlama: Tehlikelerin saptanması, risklerin belirlenmesi ve gerekli önlemlerinin alınması için prosedürler oluşturulmalı ve işlemler belirlenmelidir.Kuruluşun yerine getirmekle yükümlü olduğu yasal şartları nasıl karşılayacağı bir prosedürde açıklanmalıdır.Her düzey ve faaliyet için İSİG hedefleri belirlenmelidir.Hedefleri yakalamak için bir İSİG Yönetim Programı hazırlanmalıdır.
` Uygulama ve İşletim: İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda en büyük sorumluluk üst yönetimindir.Kuruluşta iki yönlü iletişim sağlanmalıdır.Risk altındaki her personel İSİG çalışmalarına katılmalıdır.İSİG çalışmaları dokümante edilmelidir.Kuruluş, kontrol önlemleri alınması gereken yerlerdeki risklerle ilgili uygulama ve faaliyetleri tanımlamalıdır.Kuruluş, acil durumlara hazırlık ve harekete geçme için planlara sahip olmalıdır.
` Kontrol Etme ve Düzeltici Faaliyetler: İSİG performansı düzenli bir şekilde izlenmeli ve ölçülmelidir.Gerektiğinde düzeltici ve önleyici faaliyetler uygulanmalıdır.Önerilen tüm önleyici ve düzeltici faaliyetler uygulamaya geçmeden önce risk değerlendirme yöntemi ile incelenmelidir.Tüm kayıtlar belirli süre korunarak saklanmalıdır.İSİG yönetim sistemi belirli aralarla iç tetkike tabi tutulmalıdır.
` Yönetimin Gözden Geçirmesi: Kuruluşun üst yönetimi İSİG sistemini belirli aralarla gözden geçirerek uygunluk, yeterlik ve etkinliğinin devamını sağlamalıdır.
5. YÖNETİM SİSTEMLERİNİN BİRLİKTE ELE ALINMASI
5.1. Toplam Kalite Yönetimi ve Çevre Yönetim Sistemleri
Toplam Kalite Yönetimi (TKY) felsefesi tüm dünyada yaygın bir ilgi ile karşılanmaktadır. Endüstride rekabet eden kuruluşlar bu yarışta avantajlı olabilmek için TKY’nin temel düşüncesini ve müşteri odaklı prensiplerini benimsemişlerdir. Birçok işletme, bu sayede artan gelir ve kâr, daha az müşteri şikayeti ve daha fazla motive edilmiş işgücüne sahip olma gibi avantajlar elde etmişlerdir.
Sertleşen rekabet ortamında başarı üzerinde etkili olan bir diğer faktörde çevre kalitesi ve sorumluluğunun rekabetçi işletmelerdeki düzeyidir. İşletmeler ekonomik gelişmede çevre kalitesi ve fırsatlar arasındaki ilişkinin artık farkına varmışlardır (Atayeter ve Taslak, 1997: 87).
Günümüzde işletmeler, politikalarını, toplumsal çerçeve içinde yeniden belirlemektedirler. Artık, işletmeleri yönlendiren müşteri istekleri kavramı, kalite ve hızın ötesinde, çevre unsurlarını da kapsamaktadır. Çevre kalitesi de Toplam Kalite olgusu içinde yer almakta ve önemi her geçen gün giderek artmaktadır. Çevre dostu teknoloji ve yaklaşımları olan işletmeler, uluslar arası düzeyde rekabet avantajı kazanmaktadır (Apak, 1996: 144).
Geliştirilen ISO 14000 Çevre Yönetim Standartları esas itibariyle kalite yönetiminde ISO 9000 serisinin dayandığı ilkeleri benimsemektedir. Bu standartlar, sorunların semptomlarını ele alma yerine, kaynaklarında çözmeye yöneliktir. ISO 9000 ile müşteri ihtiyaçlarının karşılanması, proses kontrolü ve kalitenin sürekli geliştirilmesi amaçlanır. ISO 14000 ile amaçlanan ise müşteri ihtiyaçlarının yasal düzenlemeler doğrultusunda çevre gereksinmelerinin de içerecek şekilde karşılanmasıdır.
TKY ve Çevre Yönetim Sistemi (ÇYS)’nin birbirine olan benzerliği birkaç temel nokta üzerinde yoğunlaşır. Bunlar aşağıda verilmektedir (Saner, 1996: 29):
` Sürekli Gelişme
` Katılımcılık
` Ölçme ve Değerlendirme
` Gözden Geçirme ve İyileştirme
` Benchmarking
Görüldüğü gibi ÇYS ile TKY arasında hem prensipte, hem uygulamada bir çok yapısal benzerlikler bulunmaktadır ve birbirlerini karşılıklı olarak etkilemektedirler. Çevresel uygulamalarda personelin katılımının artması, personele manevi bir memnuniyet verir, yaptığı işte üstlendiği global çevresel sorumluluk yüksek bir motivasyon sağlar ve özellikle “Benim Şirketim” sloganının benimsenmesini kolaylaştırır. Böylelikle çevresel performansın yanı sıra, kalite performansı ve verimlilik de dolaylı olarak etkilenir ve işletmenin imajı kuvvetlenir.
Özetleyecek olursak TKY programını başarı ile uygulamanın yolu çevre kalitesi çalışmalarına yer vermekten geçer. Çevresel Toplam Kalite Yönetimi ise, çevresel kaliteye etki eden imalat deneyimlerini ve proseslerini içeren kalite yönetimi prensiplerine uzanır (Green, 1993: 77). Tablo 1’de, ISO 14000 ile ISO 9001 arasındaki bağlantı verilmiştir. Bu karşılaştırmanın amacı, bu standartlardan birini uygulamakta olan ve diğerini uygulamak isteyen kuruluşlara bu iki standardın birbiriyle birleştirilebildiğini göstermektir.
Tablo 1: ISO 14000 ve ISO 9001 arasındaki bağlantı (TS IS0 14001, 1996).
ISO 14000 | ISO 9001 | ||
4.1 | Çevre Politikası | 4.1.1 | Kalite Politikası |
4.2 4.2.1 4.2.2 4.2.3 4.2.4 | Planlama Çevre Veçheleri (Yönleri) Kanuni ve Diğer Şartlar Amaçlar ve Hedefler Çevre Yönetim Programı veya Programları | 4.2.3 | Kalite Planlaması |
4.3 4.3.1 4.3.2 4.3.3 4.3.4 4.3.5 4.3.6 4.3.7 | Uygulama ve İşletme Bünye Yapı ve Sorumluluk Eğitim, Bilinçlendirme ve Ehliyet Haberleşme Çevre Yönetim Sistemi ile İlgili Belgeye Bağlama İşlemleri Belge Kontrolü İşletme Kontrolü Acil Hal Hazırlığı Ve Bu Hallerde Yapılması Gereken İşler | 4.1.2 4.18 - 4.2.1 4.5 4.2.2 4.3 4.4 4.6 4.7 4.9 4.15 4.19 4.8 - | Organizasyon Eğitim Genel Doküman ve Veri Kontrolü Kalite Sistem Prosedürleri Sözleşmenin Gözden Geçirilmesi Tasarım Kontrolü Satın alma Müşterinin Temin Ettiği Ürünün Kontrolü Proses Kontrol Taşıma,Depolama, Ambalajlama, Muhafaza ve Sevkıyat Servis Ürün Tanımı ve İzlenebilirliği |
4.4 4.4.1 4.4.2 4.4.3 4.4.4 | Kontrol Ve Düzeltici Faaliyetler İzleme Ve Ölçme Riayetsizlik, Düzeltici-Önleyici Faaliyet Kayıtlar Çevre Yönetim Sistem Denetimi | 4.10 4.11 4.12 4.20 4.14 4.16 4.17 | Muayene ve Deney Muayene ve Deney Teçhizatının Kontrolü Muayene ve Deney Durumu İstatistiki Teknikler Düzeltici ve Önleyici Faaliyetler Kalite Kayıtları Kuruluş İçi Kalite Tetkiki |
4.5 | Yönetimce Yürütülen Gözden Geçirme | 4.1.3 | Yönetimin Gözden Geçirmesi |
5.2. Toplam Kalite Yönetimi ve İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi
Sanayileşmenin geçirdiği evrelere bakılacak olursa, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği kavramının çalışan ve işveren arasında dönem dönem farklı yaklaşımlar sonucu, gizli bir sürtüşme kaynağı gibi algılandığı görülür. İş güvenliği kimilerine göre işverenin tek başına sağlamak zorunda olduğu güvenli bir çalışma ortamı, kimilerine göre ise uyulmadığı taktirde işvereni sadece maddi zarara uğratacak bir yasaklar zinciri olarak görülmüştür. Bu nedenledir ki iş güvenliği uzunca bir süre yalnızca devletin yasal düzenlemeleri kadar gelişebilmiştir. Oysa ki çağdaş işletmelerde “Toplam Kalite Yönetimi” ilkelerine entegre olmuş “İş güvenliği” kavramı “Kalite” ve “Verimlilik” ilkeleri ile birlikte işletmeyi başarıya götüren üçlü sacayağını oluşturmuştur (Uysal ve Ofluoğlu, 1997: 151). Böylece müşterinin, işgörenin, işverenin ve toplumun beklentilerini hep bir arada karşılamayı hedefleyen Toplam Kalite felsefesinin en önemli unsurlarından birisi haline gelen iş güvenliği;ölçme ve sürekli iyileştirme yaklaşımları sonucu, kayda değer ilerlemeler göstermiştir (Tuvay, 1994: 28-30).
“Önce Kalite” anlayışıyla geliştirilen yeni çağdaş yaklaşımlar ve bunların beraberinde getirdiği örgütlenme modelleri işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunlarının çözümünde de kullanılmaya başlanmıştır. TKY felsefesini benimsemiş işletmeler, hedeflerini gerçekleştirebilmek için Toplam Verimli Bakım uygulamalarının getirdiği avantajların bilincine varmışlardır. Başlangıç aşaması “5S” olan Toplam Verimli Bakımın hedeflerinden biri de “Sıfır İş Kazası”dır (Tuncel, 1996: 18-21).
TKY’yi uygulayan işletmelerde iş kazalarında azalma olduğu görülmektedir. Bu kalite ile işçi sağlığı ve iş güvenliği arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktadır. İşletmelerde iyi bir sağlık ve iş programı uygulandığında moral yükseltmek için bir fırsat oluşturulur. Bu da geliştirilmiş üretkenlik ve kaliteye neden olabilir (Uysal ve Ofluoğlu, 1997: 152).
5.3. Çevre Yönetim Sistemleri ve İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi
İşletmeler, uygulamalarında standart enflasyonu yaratmak istemedikleri için entegre sistem kurma yoluna gitmektedirler. Gerçekten ISO 14001 ÇYS ve OHSAS 18001 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi Standartları özellikle birbirileriyle çok uyumlu olarak kaleme alınmıştır. Bu uyumun yanı sıra, iki sistemin ortak noktaları da çok fazladır. Örneğin, kimyasalların kullanımı sırasında meydana gelebilecek büyük bir dökülme toprağa, su kanallarına veya havaya karışarak çevre kirliliği yaratabilir; aynı dökülme gerekli koruyucu ekipman kullanılmazsa olaya müdahale edecek kişilerin sağlığını da tehlikeye sokabilir. İşte bu sistemler, böyle durumları engellemeye, oluştuğunda da yapılacak işleri önceden düzenlemeye yönelik yaklaşımlar getirmektedir.
İşletmelerin hem sürdürülebilir kalkınma ilkelerini gerçekleştirmesi ham de çalışanlarını kaza ve meslek hastalıklarından korumasında çalışanların eğitimi hayati önem taşımaktadır. Eğitimin yanı sıra üst yönetimin tutumu diğer çalışanların davranışlarını belirleyici niteliktedir. Konunun üzerine yeterli kararlılık ile gidildiğinde, yapılan çalışmalar, üretim ve satış ile aynı seviyede takip edildiğinde, işletmenin çevre ve iş güvenliği performansı kendiliğinden artacaktır (Adoni, 1998: 27).
6. SONUÇ
1996 yılında yayınlanan ISO 14000 ÇYS standardı, kendisinden yaklaşık 10 yıl önce çıkan ISO 9000 standardının geliştirmeye açık yönleri de dikkate alınarak yazılmıştır. Son olarak yayınlanan OHSAS 18000 İş Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi kılavuz niteliğinde olmakla birlikte bu kılavuz üzerinden belgelendirme yapılması mümkündür. ISO 14000 ve OHSAS 18000 sistemleri de birbirleriyle çok uyumlu olarak kaleme alınmıştır.
İşletmeler uygulamalarında standart enflasyonu yaratmak istemedikleri için entegre sistem kurma yoluna gitmektedirler. Bir işletmede devreye girecek çevre ve iş güvenliği sistemlerinin belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra mevcut kalite sistemine katılmasında yarar vardır. Sistemleri ayrı ayrı yürütmeye çalışmak hem yönetim, hem de çalışanlar seviyesinde bazı dezavantajlar getirebilir. Her şeyden önce üç ayrı sistem olması üst yönetimin sistemler üzerindeki kontrolünü azaltacak ve vakit kaybına neden olabilecektir. Bunun yanı sıra işletmeye tüm sistemleri ile genel bakışı yakalamak zorlaşacaktır. Ayrı sistemler kurmanın ayrıca işgücünü zaman zaman boşa harcama ve gereksiz masraflara yol açma riski de vardır. En önemli faktörlerden biri de üç değişik standart yani üç değişik kurallar zinciri çalışanların bilgi ve kavramları karıştırıp, motivasyonlarını düşürebilir (Adoni, 1998: 26)
Bunun yerine, kalite, çevre ve iş güvenliği ile ilgili işletme kurallarının ortak olarak yazıldığı prosedürler, bu üç konunun işletmede daha iyi koordine edilmesini ve çalışanlar tarafından daha çabuk kabul görmesini sağlayacaktır. Özetle işletmelerde kalite, çevre, iş sağlığı ve iş güvenliği entegre sistemi oluşturulması her açıdan faydalıdır.